Examples of using To solve the problem in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
I'm trying to solve the problem in our relationship.
İlişkimizdeki sorunu çözmeye çalışıyorum.Tom tried to solve the problem, but couldn't.
Tom sorunu çözmeyi denedi ama başaramadı.It's hard for him to solve the problem.
Sorunu çözmek onun için zordu.Changing rooms is not going to solve the problem.- Let's go.
Odayı değiştirmek sorunları çözmeyecek.- Hadi.To solve the problem neither complaints nor tears can contribute.
Ne şikayet ne de gözyaşları, problemi çözmeye katkıda bulunabilir.I'm trying to solve the problem.
Burada sorunu çözmeye çalışıyorum.But today they plan to solve the problem.
Bugün bu sorunu çözmeyi planlıyorlar.You want to solve the problem?
Sorunu çözmek istiyor musun?Changing rooms is not going to solve the problem.
Odayı değiştirmek sorunları çözmeyecek.- Hadi.And because of our failure, the Fuhrer has ordered General Tanz to solve the problem of Warsaw.
Başarısız olduğumuz için Führer Tanza sorunu çözmesini emretti.I'm here to solve the problem.
Sorunu çözmeye geldim.This is your chance to solve the problem.
Size bu sorunu çözmeyi öneriyorum.I want to solve the problem.
Sorunu çözmek istiyorum.Changing rooms is not going to solve the problem.
Odayı değiştirmek sorunları çözmeyecek.Sorry for trying to solve the problem.
Sorunu çözmeye çalıştığım için kusura bakma!It is not easy to solve the problem.
Sorunu çözmek kolay değildir.I found it easy to solve the problem.
Sorunu çözmeyi kolay buldum.I'm just starting to solve the problem that's been haunting me.
Sanırım… kafama taktığım sorunu çözmeye başlıyorum.It is easy to solve the problem.
Sorunu çözmek kolaydır.Six years it took to solve the problem.
Sorunu çözmek altı yıl sürdü, altı.
