TO THE CREATION in Turkish translation

Breaking this diffraction limit, and capturing evanescent waves are critical to the creation of a 100-percent perfect representation of an object.

Kırınım sınırının aşılması ve fani dalgaların yakalanması bir nesnenin yüzde 100 mükemmel temsil yaratılması için kritik öneme sahiptir.

a major new focus, leading to the creation of Special Economic Zones SEZs.

önemli bir odak noktası olması, Özel Ekonomik Bölgelerin kuruluşuna yol verdi.

Support could be given to the creation of an independent rating agency for Romanian corporate and municipalities' debt instruments.

Rumen şirketlerinin ve belediyelerinin borçlanmalarını değerlendirecek bağımsız bir derecelendirme kuruluşunun oluşturulması için destek sağlanabilir.

TV spots and posters are part of a new phase in the public information campaign in Bosnia and Herzegovina, aimed at raising people's awareness about a reform that will lead to the creation of a single police force in the country.

Bosna-Hersekte halkın, ülkede tek bir polis teşkilatı oluşturulmasına yol açacak reform hakkındaki bilincini artırma amaçlı kamu bilgilendirme kampanyasında TV spotları ve afişler de yer alıyor.

I did not make them witness to the creation of the heavens and the earth

Ben onları göklerin ve yerin yaratılışına tanık etmediğim gibi, kendi yaratılışlarına

iBooks Author adoption has grown since version 2.2's release leading to the creation of the iBooks Author Conference which has taken place in Nashville, Tennessee, in October 2015 and October 2016.

2.2 sürümünün yayınlanmasından bu yana, Ekim 2015 ve Ekim 2016da Tennesseede Nashvillede gerçekleşen iBooks Yazar Konferansının oluşturulmasına yol açtı.

four[of them]. He adds to the creation whatever He wishes.

O, yaratmada( dilediği kadar) artırır: Kimine daha fazla kanat verir, kiminin bünyesini daha sağlam, daha büyük.

as the instruments of production are not as a rule the property of those who use them this has led to the creation of two social groups.

üretim aletleri genellikle bunları kullananların mülkü. Bu da ücretli işçiler ve üretim aracı sahipleri… diye iki ayrı sosyal grubun oluşumuna.

possessing wings, two, three or four[of them]. He adds to the creation whatever He wishes.

dörder kanatlı melekleri elçiler kılan Allahındır; O, yaratmada dilediğini arttırır.

This trouble with configuration eventually led to the creation of ISA PnP, a plug-n-play system that used a combination of modifications to hardware, the system BIOS, and operating system software to automatically manage resource allocations.

Bu yapılandırma sorunu sonunda ISA PnPnin, donanımda değişim kombinasyonları, BIOS sistemi ile, zorlukları ve ayrıntıları otomatik olarak halletmek üzere işletim sistemi yazılımı kullanan bir“ fişe tak ve oynat” sisteminin yaratılmasına yol açmıştır.

I did not make them witness to the creation of the heavens and the earth or to the creation of themselves, and I would not have taken the misguiders as assistants.

Ben, onları( İblis ve soyunu) ne göklerin ve yerin yaratılışında, ne de kendilerinin yaratılışında şahit tutmadım ve hiçbir zaman doğru yoldan çıkanları yardımcı edinmiş değilim.

In October 2005, Ericsson acquired the bulk of the troubled UK telecommunications manufacturer Marconi Company, including its brand name that dates back to the creation of the original Marconi Company by the"father of radio" Guglielmo Marconi.

Ekim 2005te Ericsson,'' radyonun babası'' Guglielmo Marconi tarafından esas Marconi Şirketinin kurulmasına dek uzanan ve markası da dahil olmak üzere sorunlu İngiliz telekomünikasyon üreticisi Marconi Companynin büyük bir kısmını satın aldı.

Conceptually, the term refers to the creation of a secular state(with or without legally explicit church-state separation) and to disestablishment,

Kavramsal olarak bu terim, laik bir devletin( hukuken açıkça din-devlet ayrılığı olan veya olmayan) kurulması ve dini kurumlar

number of physics presentations, and led to the creation of physics clubs open to all students.

genişleyen sayısında enstrümantal ve fizik kulüpleri yol açtı kurulması tüm öğrencilere açık.

the people were beginning to aspire to the creation of their own political institutions.

İnsanlar, kendi politik kuruluşlarının oluşturulması için can atmaya başlamıştı.

which tends to focus on opposition to the creation of a Jewish homeland in the State of Israel, and argue that the language of Anti-Zionism and criticism of Israel

bir Yahudi vatanının kurulmasına muhalefete odaklanan radikal İslamdan gelen Yeni antisemitizm kavramını ortaya atmış

But then-PD leader Traian Basescu's victory in the presidential poll led to the creation of a centre-right coalition consisting of the two DA members plus two smaller parties-- the ethnic Hungarian UDMR, and the Conservative Party(PC), formerly known as the Humanist Party, which had previously backed the PSD.

Fakat zamanın PD lideri Traian Basescunun cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki zaferi, iki DA üyesi parti artı iki küçük parti-- etnik Macar UDMR ve önceleri PSDyi desteklemiş olan Hümanist Parti adıyla bilinen Muhafazakâr Partiden( PC) oluşan bir merkez sağ koalisyonun kurulmasına yol açmıştı.

Utilisation of a nationalistic platform for one's own promotion is counterproductive to the creation of a healthy political atmosphere," the Slovak diplomat said."The

Milliyetçi platformun kişinin kendi çıkarı için kullanılması sağlıklı bir siyasi ortam yaratılmasına zarar vermektedir.''

Who remember Allah while standing or sitting or[lying] on their sides and give thought to the creation of the heavens and the earth,[saying],"Our Lord,

Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allahı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler.(

create a vegetable garden. Because the last time that was done, when Eleanor Roosevelt did it, it led to the creation of 20 million vegetable gardens across the United States.

çimlerde sebze bahçesi yaratması. Çünkü aynısını en son Eleanor Roosevelt yaptığında Amerika Birleşik Devletlerinde 20 milyon sebze bahçesinin oluşumunu tetikledi.