VULNERABILITIES in Turkish translation

• zayıflıkları
• açıklarını
• savunmasızlığını
• hassas
• kırılganlıklarını
• zayıflıklarını
• açığı

Examples of using Vulnerabilities in English and their translations into Turkish

We always have vulnerabilities.
Daima zayıf noktalarımız vardır.

I know her vulnerabilities and her weaknesses.
Hassas noktalarıyla zayıf yanlarını biliyorum.

We need to know what he knows… vulnerabilities, troop numbers.
Bildiklerini öğrenmemiz gerekiyor.- Zayıf noktaları, asker sayısı.

It's a pretty basic technique… use people's vulnerabilities against them.
Aslında çok basit bir tekniktir… insanların zayıf noktalarını onlara karşı kullanmak.

They're keeping her at Lefortovo, but I think I found some vulnerabilities.
Lefortovoda tutuluyor. Sanırım birkaç zayıf noktayı tespit edebildim.

I know your operation has problems-- vulnerabilities.
Operasyonunuzda sorunlar olduğunu biliyorum-- Kırılgan noktalar.

Repercussion of exploiting the server vulnerabilities of Fortune 500 companies.
Fortune 500 şirketinin sunucularının zaaflarından faydalandığım için.

Defense systems, population, vulnerabilities, etcetera.
Savunma sistemleri, nüfus, güvenlik açıkları gibi bilgiler.

That the opposition might uncover. getting out ahead of any vulnerabilities.
Muhalefetin ortaya çıkabileceğini. Güvenlik açıklarının önüne geçmek.

Alternatively, some vendors purchase vulnerabilities to augment their research capacity.
Alternatif olarak, bazı satıcılar araştırma kapasitelerini artırmak için güvenlik açıkları satın alırlar.

He was isolating vulnerabilities in the D.N.A. strand, and then he was attempting to create patches, like… sort of like genetic spackle.
DNA dizilimindeki zayıflıkları ayırıyor ve oralara yama yapmaya çalışıyormuş. Bir nevi genetik alçı gibi.

In our own system. A judge reduced her sentence to nine months in exchange for her agreeing to help identify vulnerabilities.
Yargıç cezasını, sistemdeki zayıflıkları… belirlememize yardım etmesi karşılığında dokuz aya indirdi.

Mitigate the room vulnerabilities by, like, running and hiding. Instead of teaching fighting they teach you how to.
Savaşmayı öğretmek yerine… koşarak ve saklanarak, savunmasızlığını… nasıl hafifleteceğinizi öğretiyorlar.

In exchange for her agreeing to help identify vulnerabilities A judge reduced her sentence to nine months in our own system.
Yargıç cezasını, sistemdeki zayıflıkları… belirlememize yardım etmesi karşılığında dokuz aya indirdi.

Carl Buford was an expert… at spotting and exploiting vulnerabilities in adolescent boys that he coached at the community center.
Carl Buford sosyal merkezde koçluk yaptığı ergen çocuklardaki hassas noktaları keşfetme ve kullanmada uzmandı.

Tobias were getting to the heart… of each other's vulnerabilities with a role-reversal exercise.
rol değişimi egzersizi yaparak… birbirlerinin kırılganlıklarını anlamaya çalışıyorlardı.

In information security risk is defined as"the potential that a given threat will exploit vulnerabilities of an asset or group of assets and thereby cause harm to the organization.
Bilgi güvenliğinde risk“ varlık ya da varlık gruplarının zayıflıklarını kullanacak ve bu yolla organizasyona zarar verecek potansiyel durum” olarak tanımlanmaktadır.

Additionally, a preliminary assessment showed"the alleged Mac vulnerabilities were previously fixed in all Macs launched after 2013.
Buna ek olarak, bir ön değerlendirme'' iddia edilen Mac zayıflıkları daha önce 2013ten sonra başlatılan tüm Maclerde düzeltildi'' idi.

employee of Hewlett-Packard's Systems Security Lab) used to detect and demonstrate PDoS vulnerabilities at the 2008 EUSecWest Applied Security Conference in London.
Londradaki 2008 EUSecWest Uygulamalı Güvenlik Konferansındaki kalıcı hizmet reddi güvenlik açıklarını tespit etmek ve göstermek için oluşturulmuştur.

There are certain Vulnerabilities.
Bazı zayıf noktalar var.