WE PRACTICED in Turkish translation

çalıştığımız
work
study
try
practice
workin
attempt
run
operating
alıştırma
to acclimate
to familiarize
pratik
practical
practice
practise
handy
pragmatic
of practicality
hands-on
prova yaptık
to rehearse
practice
a rehearsal
çalistigimiz
we practiced
uyguladığımız
to enforce
to implement
to apply
to practice
follow
to uphold
to practise
exerting
to impose
administering
çalışmıştık
work
study
try
practice
workin
attempt
run
operating
çalıştık
work
study
try
practice
workin
attempt
run
operating

Examples of using We practiced in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Like we practiced. Everybody up.
Hadi millet. Çalıştığımız gibi.
We practiced that trick together.
O numara için birlikte çok çalıştık.
We practiced that trick together.
O numarayı birlikte çok çalışmıştık.
Everybody up.- Like we practiced.
Hadi millet. Çalıştığımız gibi.
We practiced hard like everyone else!
Herkes gibi sıkı çalıştık!
Harvard, we practiced this in the elevator.
Harvard, asansörde buna çalışmıştık.
Combinations, just like we practiced.
Kombineler, tıpkı çalıştığımız gibi.
Ok Steve, like we practiced.
Tamam, tıpkı çalıştığımız gibi.
All right, everyone, just like we practiced.
Evet çocuklar, tıpkı çalıştığımız gibi.
Just like we practiced. Caroline.
Caroline. Tıpkı çalıştığımız gibi.
Wanda, just like we practiced.
Wanda, tıpkı çalıştığımız gibi.
Round and round, just like we practiced.
Daire çizerek, tıpkı çalıştığımız gibi.
Just like we practiced.
İşte bu bebeğim, tıpkı çalıştığımız gibi.
just like we practiced.
aynen çalıştığımız gibi.
You saw how hard we practiced!
Nasıl sıkı çalıştığımızı siz gördünüz!
Everyone inside, just like we practiced.
Aynen provasını yaptığımız gibi. Herkes içeri.
Just like we practiced.
Tıpkı pratikteki gibi.
Nice and easy, like we practiced.
Provalarda yaptığımız gibi, yavaş yavaş.
Su-yong, we practiced yesterday but we couldn't dance without you.
Su-yong dün çalıştı ama sen olmadan dans edemedik.
It's wonderful that we practiced this type of carnivorous cuisine.
Bu tür bir et mutfağı çalıştırmış olmak harika bir şey.
Results: 102, Time: 0.053

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish