BILIR in English translation

know
bilmek
haber
bilen
öğrenmek
biliyorum
bilirsin
tanıyorum
bilin
farkındayım
tanırım
knoweth
bilir
bilen
bilmektedir
biliyor
allah
all-knowing
bilir
bilen
alîmdir
her şeyi hakkıyla bilir
alîmdir , her şeyi bilir
herşeyi hakkıyla bilir
her şeyi hakkıyla bilendir
allah
bilicidir
knowledge
bilgi
bilen
bilir
bilmek
ilim
ilmiyle
ilmi
bilgelik
knows
bilmek
haber
bilen
öğrenmek
biliyorum
bilirsin
tanıyorum
bilin
farkındayım
tanırım
is aware
farkında olmamız
bilmem
haberin olmayabilir
haberdar olmanız
dikkatli ol
biliyor
knowing
bilmek
haber
bilen
öğrenmek
biliyorum
bilirsin
tanıyorum
bilin
farkındayım
tanırım
knew
bilmek
haber
bilen
öğrenmek
biliyorum
bilirsin
tanıyorum
bilin
farkındayım
tanırım

Examples of using Bilir in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kim bilir çeşmeler bir daha ne zaman akacak?
Don't know when there will be drops of water falling all around?
Neredeyse bilir gibi.
Almost like he knew.
Tanrı bilir kendine bir şişe alacak kadar bile paran yoktur.
I will!- God knows you don't make enough money to buy your own bottle.
Ama bilir ki onu yakalayamazlar.
But he knew they couldn't catch him.
Gizliyi de bilir, görüneni de, üstündür,
All-Knower of the unseen and seen,
Her aptal bilir ki, dünyanın en iyi kemancısı Paganinidir.
Every fool is known, that the greatest violinist Paganini is..
Nasıl iyileştireceğini bilir. kemiği düzeltir.
He know how to mend. mend bone.
Her biri kendi niyaz ve tesbihini bilir. Allah, onların yaptıklarını bilendir.
Each knows his prayer and glorification, and Allah knows best what they do.
Herkes bilir, her zaman yüksek dalışla başlanır.
Everybody knows you always start with the high dive.
Bilir ki, sabrımı tüketip sinirleneceğim ve hayal kırıklığına uğrayacağım.
He knew that I would get frustrated and angry.
Öleceğini bilir. Ama insan.
But man… he know about death.
Keyfin bilir Sally.
Well, suit yourself, Sally.
Evet, bilir. Ama yapan Aaron değil.
Yes, I know, Doctor. Yes, he would, but it wasn't Aaron.
Ona ne yapılacağını bilir. O dişçidir.
She will know exactly what to do. She's a dental hygienist.
İş dünyasını bilir misin sen?
You don't know anything about the sale. It's a miracle?
Hatta kim bilir, kocaman mavi bir cin olabilir.
Hell, for all we know, he could be a big blue genie.
Her teknobüyücü bilir ki… burası kötü bir yer.
As a bad place. This place is known to every Technomage.
Bay Skinner ne yapacağını bilir… ne yendiği mesele değil.
No matter what ate it up. Mr. Skinner will know what to do.
Herkes bilir. Ona dikkat et.
Well, you watch out for him, Violet. Everybody does.
Kim bilir? Buna dahil olmayacağımı biliyorum ama?
I know I'm not getting involved with it. Who knows?.
Results: 28253, Time: 0.0341

Top dictionary queries

Turkish - English