Examples of using Winter in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
The sign of hell's winter, The Jackal.
Cehennem kışının işareti Çakal.Heraclius spent the rest of winter to the north of Lake Van.
They say you and your wife raped their children, since the winter of'99.
Kışından bu yana çocuklarını taciz ettiğini söylüyorlar.What a winter, my dear!
Amma kıştı, canım!And I think we have winter'cause of a woman.
Kışların da bir kadın yüzünden olduğunu düşünüyorum.I hate winter in this country.
Buranın kışından nefret ediyorum.I will share mountains, winter, loneliness, and children.
Dağlarını, kışını, yalnızlığını, çocuklarını paylaşacağım.It's winter.
KIŞ ZAMANI.Their coats are pale to conceal them during the long, snowy winter.
Not everyone finds our Cleveland winter weather hard to take.
Herkes Cleveland kışının çekilmeyecek kadar zor olduğunu düşünmüyor.You have reached the winter of our discontent. Hello. Oh!
Hello. You have reached the winter of our discontent.
Alo, hoşnutsuzluğunuzun kışına ulaştınız. Çok açım.Hello. Oh! You have reached the winter of our discontent.
Alo, hoşnutsuzluğunuzun kışına ulaştınız. Çok açım.You have reached the winter of our discontent. Oh! Hello.
Alo, hoşnutsuzluğunuzun kışına ulaştınız. Çok açım.But I love it down by the bay in the winter.- I know it sounds crazy.
This is my summer home. I winter in the Riviera.
Kışları Rivierada geçiriyorum. Bu yazlığım.A cottage in Norway in winter, with a chimney but no smoke.
Norveçte, bu kışta bacası tütmeyen bir ev.Winter Solstice.
KIŞ GÜNDÖNÜMÜ.All the flies are gone. Besides, it's winter.
Hem kıştayız. Sinek falan yok.It is a long-distance migrant moving in winter to Africa and southern Asia.
Uzun mesafeli olarak kışları Afrikaya ya da Güney Asyaya göç eder.
