YOU CAN'T ASK in Turkish translation

• isteyemezsin
• soramazsın
• teklif edemezsin
• teklifi edemezsin

Examples of using You can't ask in English and their translations into Turkish

You can't ask him, Joyce.
Ona bunu soramazsın Joyce.

Too bad you can't ask her.
Ona soramaman çok kötü.

You can't ask people questions like that?
İnsanlara böyle şeyler sorulmaz. -Niye?

You can't ask him how old he is because he has guns.
Kaç yaşında olduğunu soramıyordunuz bile çünkü elinde silahı vardı.

You can't ask me to do that. I can't.
Yapamam. Benden bunu yapmamı isteyemezsin.

Not that! You can't ask me that!
Bana bunu soramazsın. Bu değil!

No, no, you can't ask for her help. No.
Ondan yardım isteyemezsiniz. Hayır, hayır.

You can't ask me.
Benden bunu isteme.

You can't ask me to fire these people, Margaret. They.
Onlar… Benden o insanları kovmamı isteyemezsin Margaret.

You can't ask any more than that?
Daha fazlasını isteyebilir miyim?

You know you can't ask that of me.
Benden böyle bir şey isteyemeyeceğini biliyorsun.

You can't ask me to leave.
Bana bunu sormadan yapamazsın.

You can't ask me to do a thing like that.
Böyle bir şey yapmamı benden isteyemezsiniz.

You can't ask me to choose anyone for this.
Benden bunun için birini seçmemi isteyemezsiniz.

You can't ask him so many things.
Ona çok soru soramazsınız.

You can't ask me to do that!
Benden böyle bir şey yapmamı isteyemezsiniz.

But you can't ask me to ignore our planning regulations.
Ama benden planlama yönetmeliğini göz ardı etmemi isteyemezsiniz.

No, no, you can't ask for her help.
Hayır, hayır, hayır. Ondan yardım isteyemezsiniz.

Chris, you can't ask that!
Chris, böyle sorular soramazsın!

You got a question you can't ask me?
Sorun varsa bana soramaz mısın?