YOU CAN'T BLAME in Turkish translation

[juː kɑːnt bleim]
[juː kɑːnt bleim]
suçlayamazsın
you can't blame
blame
you can't accuse
you can't condemn
you can't fault
accuse
i could
you can't be surprised
not
beni suçlayamazsın
suçlayamazsın değil mi
you can't blame
sorumlu tutamazsın
you can't blame
can't be held responsible for

Examples of using You can't blame in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
For the way the boy turned out. You can't blame Evangeline and me- Yeah.
Ve Evangelinei suçlayamazsınız. Evet. Oğlanın seçtiği yol yüzünden beni.
You can't blame me for this. Now as for you..
Şimdi sana gelecek olursak… Herhalde bunun için beni suçlayamazsınız.
In light of recent events, you can't blame him.
Onu suçlayamazsınız. Son olayları göz önüne alırsak.
You can't blame me for that.- Uh, what?
Bunun için beni suçlayamaz.- Ne?
You can't blame them.
Onları suçlayamazsın, seni anlamıyorlar.
My fault is to be old now. But you can't blame the Speaker.
Ama Konuşmacıyı suçlayamazsınız… benim hatam artık yaşlanmış olmak.
It's his property You can't blame him for being mad.
Kızdığı için onu suçlayamazsınız, burası onun mülkü.
I'm just saying you can't blame me.
Sadece beni suçlayamayacağını söylüyorum.
You can't blame her for wanting an escape, all right?
Onu kaçmak istediği için suçlayamazsın tamam ?
Poor kid… you can't blame her.
Zavallı çocuk, onu suçlayamayız.
You can't blame Angel.
Bunun için Angelı suçlaya.
You can't blame him for dangling Furya.
Furyayı söz konusu ettiği için onu suçlayamam.
You can't blame the boys for thinking about their future, Casey.
Geleceklerini planladıkları için çocuklara kızamazsın Casey.
I can't say that Steven fully trusts him yet. You can't blame him.
Henüz Stevenın ona tamamen güvendiğini söyleyemem. Onu suçlayamazsın.
Hey, I'm sorry. I was pissed. You can't blame me,?
Hey, afedersin kızmıştım beni suçlama olur mu?
But, actually, seriously, you can't blame people for not necessarily knowing that.
Ama aslında, cidden insanları zorunlu olarak bilmedikleri için suçlayamazsınız.
You can't blame me for her abduction?
Onun kaçırılmasından beni mi suçluyorsun?
You can't blame a chap for trying, can you?.
Bir ahbabı bunu yaptığı için suçlayamazsın, değil mi?
You can't blame them for wanting you to be safe.
Güvende olmanı istedikleri için onlara kızamazsın.
Mr. Castillo, you can't blame yourself for what happened.
Bay Castillo, olanlar için kendinizi suçlayamazsınız.
Results: 447, Time: 0.056

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish