YOU CAN'T HIDE in Turkish translation

• saklanamazsın
• saklayamazsın
• gizleyemezsin
• kaçamazsın
• saklayamıyorsun

Examples of using You can't hide in English and their translations into Turkish

They pretended like they weren't, but you can't hide that stuff.
Yok gibi davranıyorlardı ama böyle şeyleri saklayamazsın.

No, you can't hide a gun in an iPad.
Hayır, iPad içine silah saklayamazsın.

She's dead, and you can't hide from that.
kadın öldü, bundan saklanamazsın.

You can't hide things from me, Brother.
Benden bir şeyler saklayamazsın, ağabey.

You can't hide. No, no, no!
Hayır, hayır!- Saklanamazsın.

But you can't hide anything from me, Hayden.
Ama benden bir şey saklayamazsın Hayden.

Wherever you go, he will find you. You can't hide.
Nereye gidersen git seni bulur. Saklanamazsın.

Yes. Duyen, you can't hide this from your family forever.
Duyen, bunu sonsuza kadar ailenden saklayamazsın. Evet.

Whenever it suits you. You can't hide behind confidentiality.
Canın istediği zaman gizliliğin arkasına saklanamazsın.

You're up to something, and you can't hide it.
Kendini sinsi mi sanıyorsun? Bir şeyler kurcalıyorsun ve bunu saklayamazsın.

You can't hide, Dawn. Buffy, please!
Lütfen. Buffy? Saklanamazsın Dawn!

And you can't hide it.
Bir şeyler kurcalıyorsun ve bunu saklayamazsın.

You can't hide from me. down, up, and over!
Aşağı ve yukarı. Benden saklanamazsın!

They see you as we see you. You can't hide from them.
Seni bizim gördüğümüz gibi görüyorlar. Onlardan saklanamazsın.

You can't hide this little girl on your own anymore.
Bu küçük kızı artık tek başına saklayamazsın.

But you can't hide that kind of heart.
Ama böyle bir kalbi saklayamazsın.

No, you can't hide behind some veil of ignorance, Sam.
Hayır, cehalet perdesinin arkasına saklanamazsın Sam.

But, you can't hide for the rest of your life.
Biliyorum ama sonzuza dek saklanamazsın.

You can't hide that from me. My gun deal?
Satış mı? Bunu benden saklayamazsın.

You can't hide the truth for long.
Gerçeği uzun süre saklayamazsın.