YOU CAN'T KILL in Turkish translation

[juː kɑːnt kil]
[juː kɑːnt kil]
mi öldüreceksiniz
sen öldürmüş olamazsın

Examples of using You can't kill in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
You can't kill what's already dead.
Çoktan ölmüş bir şeyi öldüremezsin..
You can't kill without a name.
İsim olmadan öldüremiyorsun değil mi.
You can't kill a world.
Bütün dünyayı da öldüremezsin ya.
You can't kill me.
Beni öldüremezsiniz ki.
You can't kill War, kiddos.
Hadi ama.'' Savaş'' ı öldüremezsiniz çocuklar.
You can't kill this cowboy.
Bu kovboyun canını alamazsın.
You can't kill a pregnant woman.
Hamile bir kadını nasıl öldürebilirsin.
The one person you can't kill. The only person that matters in the city.
Şehirdeki en önemli kişi olup öldüremeyeceğiniz tek kişi.
You can't kill someone for jerking off!
Mastürbasyon yaptığı için birini öldüremezsin. Anlayamıyorum.
You can't kill Terrance and Phillip.
Terrance ve Phillipi öldüremezsiniz. -Söyleyemem.
then you know you can't kill me.
beni öldüremeyeceğini de bilmelisin.
And then have one character solving crimes all by herself. but you can't kill someone off I mean, Dr. Brennan's books are great.
Yani, Dr. Brennanın kitapları harika… ama birini öldürüp sonrada diğer karakterin tek başında… suçları çözmesini bekleyemezsin.
You couldn't kill an animal… but you killed them!
Bir hayvanı bile öldüremedin ama onları öldürdün!
You're bluffing. You couldn't kill your falcon when you were a boy.
Çocukken kartalını bile öldüremedin. Blöf yapıyorsun.
But you couldn't kill the girl?
Ama kızı öldüremedin, değil mi?
You cannot kill me, just as I cannot kill you..
Ben nasıl seni öldüremiyorsam, sen de beni öldüremezsin..
You couldn't kill an animal… but you killed them.
Ama onları öldürdün! Bir hayvanı bile öldüremedin.
It's all right. You cannot kill Johnnie, no!
HayIr, onu öldürmeyeceksin!- Tamam!
That's all the way to end this all. You can not kill him!
Onu öldüremezsin! Bütün bunların bitirmesinin tek yolu bu!.
Unless you strike at this sacred emblem you cannot kill me!
Bu kutsal ambleme vurmadıkça beni öldüremezsiniz!
Results: 45, Time: 0.0584

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish