Examples of using You cannot go in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Angela, listen. You cannot go back to that place.
Angela, dinle. Oraya geri gidemezsin.You cannot go! Here's Romeo!
İşte Romeo. Gidemezsin!Who knows? You cannot go there.
Kim bilir? Oraya gidemezsin.Dad, you cannot go to Florida! Oh, my God!
Aman Tanrım. Baba, Floridaya gidemezsin!Oh, my God. Dad, you cannot go to Florida!
Aman Tanrım. Baba, Floridaya gidemezsin!You cannot go to a wedding with a girl who has actual feelings for you. .
Sana karşı hisleri olan bir kızla düğüne gidemezsin.Tlatelolco. You cannot go to the doctor today, Ignacio boy.
Tlatelolco. Bugün doktora gidemezsin, yavrucak.In fact, you cannot go.
Aslında gitmemelisin. Gidemezsin hatta.You cannot go on the street like that, okay?
Sokaklarda öylece gezemezsin, tamam mı?You cannot go!
You cannot go. Do not destroy yourself!
Hayır gidemezsin. Kendini yok edemezsin!That's where we're going, but you cannot go with us.
Ama It is forbidden! You cannot go into the village!
Köye gidemezsiniz! Oraya gitmek yasak!You cannot go.
Hayır gidemezsin.No, you cannot go in there, Mr. Gold.
Hayır, içeri giremezsiniz Bay Gold.You cannot go that way.
O yoldan gidemezsiniz.Milady, you cannot go by yourself.
Hanımefendi tek başına gidemezsiniz.He's still on iv and you cannot go until his fever drops.
Hâlâ antibiyotiğe bağlı ve ateşi düşene kadar da gidemezsiniz.No, no. Herman, you cannot go with barefoot.
Hayır hayır Herman, yalın ayak gezemezsin.Commander, Commander, you cannot go in there.
Binbaşı, Binbaşı. İçeri giremezsiniz.
