AYNI in English translation

same
aynı
ayni
tıpkı
ayn
just
sadece
az önce
yalnızca
yeni
tıpkı
yeter
tam
hemen
biraz
daha yeni
identical
aynı
özdeş
benzer
ikiz
tıpatıp
tek yumurta
birebir
birbirinin aynısı
also
ayrıca
da
de
üstelik
aynı zaman
as
olarak
kadar
sanki
aynı
similar
benzer
aynı
benziyor
exactly
tam olarak
aynen
kesinlikle
aynı
pek
tıpatıp
tıpkı
harfiyen
öyle
tamamıyla

Examples of using Aynı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Muhtemelen edemem. Aynı boyutlarda başka bir tane bulmamız gerekiyor.
We will have to find another one the same exact size.- Probably not.
Mısır büstü ile karşılaştırmak biçimleri aynı… anlaşılmaz bir gizem… kafa.
Bust we see right here, it's uncanny… the head shape is identical.
Aynı senin doğruyu söyleyeceğini bilemeyeceğimiz gibi.
Just like we don't know you're telling the truth.
Latince ve Macarca aynı anlama geliyor. Sors.
It means the same thing in Latin and in Hungarian. Sors.
Aynı kafa yapısındaki insanların bu dünyada buluşması ender görülür.
Meet people of a like mind. Tis a rare thing in this world to.
Teşekkürler. Neden aynı odada kalmamız gerektiğini anlamıyorum.
Thank you. I don't get why we have to share a room.
Bir avuç geri zekâlıyla aynı üste yaşamak tam bir cehennem.
You have no idea what it's like living on a base with a bunch of cretins.
Teşekkürler. Neden aynı odada kalmamız gerektiğini anlamıyorum.
I don't get why we have to share a room. Thank you.
Aynı şey olsaydı,… burada olmazdım.
If it were the same, I wouldn't be here.
Selam. -Merhaba. Aynı patlayıcının izlerini Bayan Arandtın dairesinde de bulduk.
Hi. We found matching traces of explosives in Arandt's apartment.- Hello.
Bonnie aynı Klausa yaptığı büyüden bana da yapar.
Have Bonnie put a spell on me like she did Klaus.
Madem artık arkadaş olduk aynı Ross ve Phoebe gibi.
Like Ross and Phoebe… Well, since we're becoming friends.
Aynı anda milyon tane iş yapmaya çalışıyoruz da.
We got, like, a million balls in the air now.
Aynı olduğu gibi. O otobüse binmeseydim burada olmazdım.
Exactly the same. If I hadn't taken that bus, I wouldn't be here.
Sen olmasan aynı olmazdı, evlat.- Evet.
Yes. It wouldn't have been the same without you, son.
Ben aynı değilim. Üzgünüm.
I'm sorry. I'm not exactly the same either.
DNA aynı. Küçük adam haklıydı, o sensin.
DNA is identical. The little was right, it's even you.
Sadece babamla aynı hücrede kalan adama benziyor. Yok bir şey.
It just looks like the guy my dad shared a cell with. Nothing.
Batiatusın konağından kaçarken aynı kader yaşanmadı mı?
Were the same not robbed of life in escape from Batiatus' villa?
Aynı olurmuş. Eğer vücut içten patlasaymış.
It's just as if the body had exploded from the inside.
Results: 127159, Time: 0.0646

Top dictionary queries

Turkish - English