BASKI YAPMAK in English translation

pressure
basınç
tansiyon
baskı
baskıyı
bastırmaya
basınçla
to oppress
baskı yapmak
ezmek
zulmetmeye
zulüm ederken
leverage
koz
kaldıraç
avantaj
güç
baskı
elimizdeyken
to press
baskıya
basın
baskı yapmaya
duyurusunda
basına
basmak için
basacağımı
bastırmaya
pressuring
basınç
tansiyon
baskı
baskıyı
bastırmaya
basınçla

Examples of using Baskı yapmak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Birine baskı yapmak, sindirmek gerekirse… sindiririz.
If we have to lean on somebody, intimidate somebody”.
Sanırım beni Bill Camerona baskı yapmak için beni fırçalayacaksınız.
I thought you would chew me out for leaning on Cameron.
Sanırım beni Bill Camerona baskı yapmak için beni fırçalayacaksınız.
For leaning on Bill Cameron. And I thought you were gonna chew me out.
Bunu baskı yapmak için kullanabiliriz!
We can use it as leverage!
Ayrıca McMahonun Olsonu baskı yapmak için kullandığı anlamına geliyor% 99.
It also means McMahon used Olson to pressure The 99.
Ayrıca McMahonun Olsonu baskı yapmak için kullandığı anlamına geliyor% 99.
The 99%. It also means McMahon used Olson to pressure.
İnsanlara baskı yapmak zorundayız.
We're gonna have to lean on people.
Meksika işgal mi? Baskı yapmak için, anlıyor musun?
To put pressure on, you know?- Invade Mexico?
Baskı yapmak gibi olmasın ama büyük konuşuyorsun şu an.
No presh, but that's a really big deal.
Sana baskı yapmak niyetinde falan değilim.
It's not like I'm tryin to pressure you or anything.
Yaraya baskı yapmak için kullanabileceğin bir şey var mı?
Is there anything you can use to put pressure on the wound?
Ona baskı yapmak için masaya bir belge yığını koy.
Place a pile of documents on the table to pressure him.
Birine baskı yapmak, sindirmek gerekirse….
If we have to lean on somebody, intimidate somebody.
Terörizmi ülkeye baskı yapmak, mahiyetle yüzleştirmek için kullanıyorlar.
Use terrorism to force the country to confront its true nature.
Böyle hissettiğini bilen biri bunu sana baskı yapmak için kullanır.
Someone knows you feel this way, they will use it against you as leverage.
Venedike dönmesine izin vermeniz için size baskı yapmak istedi.
He wanted to force you to let him return to Venice.
Kusura bakma ama Charlieye baskı yapmak zorundayım.
I'm sorry, but I have to push Charlie. That's the way it is.
En son istediğim şey sana bu konuda baskı yapmak.
Last thing I wanted to do is put pressure on you.
Geri çekilsin diye hükümete baskı yapmak istiyorlar.
He wants to pressure the government so they back off.
Yani endişelenme. Kimse sana baskı yapmak istemiyor.
No one… wants to put pressure on you, so… don't worry.
Results: 77, Time: 0.0331

Baskı yapmak in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English