BIR ÇANTAYA in English translation

a bag
bir çanta
bir torba
bir poşet
bir paket
bir çuval
bir kese
case
vaka
dosya
durum
olay
çanta
davayı
dava
a briefcase
bir çanta
a suitcase
bir bavul
çanta
bir valiz
in a purse
çantasına
bir cüzdana
a handbag
bir çanta
bir el çantası

Examples of using Bir çantaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ve senden kalanlar bir çantaya girecek!
And what's left of you goes in a bag!
Bir çantaya ihtiyacım var. Bir tane ödünç verir misin?
I need a bag. Will you lend me one?
Benim sahibim beni bir çantaya koyup suya attı.
My human tied me in a bag and throwed me in the water.
Onu eve götürmek için bir çantaya koydum, kimsenin görmemesini umuyordum.
I put it in a bag to take it home, hoping nobody would see it.
Bakın bayan, siz bir çantaya bile göz kulak olamıyorsunuz.
Look, lady, you can't even hang on to a backpack.
Onları bir çantaya koy.
Put'em in the duffel.
Bir çantaya koyup bu gece Hamburga giden trene binmem gerekiyor.
I'm to put it in a bag and get on a train for Hamburg tonight at 7:15.
Bunu bir çantaya koy.
Put this in the case.
Bir çantaya bir şeyler atmam için bana zaman ver?
Give me a few minutes to throw some things in a bag.-We are?
Bir çantaya bir şeyler atmam için bana zaman ver.
We are? Give me a few minutes to throw some things in a bag.
Bir çantaya yarım kilo kabartma tozu koyacağız.
We're gonna drop half a key of baking soda into a bag.
Adam başı bir çantaya izin var!
One suitcase apiece is all you're allowed!
Her şeyi bir çantaya sığdırmak çok isterim.
I would love to fit everything I own into a backpack.
Bir çantaya benziyor.
It looks like a purse.
Bir çantaya falan koyamaz mıydın?
You couldn't put it in a briefcase or something?
Onları bir çantaya tıkmıştı değil mi?
Stuffed'em inside a bag, didn't he?
Bir çantaya sığan eşya, benim için yeterliydi.
All the stuff I could fit into a backpack was good for me.
Dolarlık bir çantaya ihtiyacın yok.
You don't need a $400 handbag.
Onu bir çantaya koyup oradan götürdüler.
They put her in a bag and they carried her off.
Başka bir çantaya ihtiyacımız var. Biz yarı yoldayız, bitirmek için.
We just need another bag to finish. We're-we're halfway through.
Results: 158, Time: 0.03

Bir çantaya in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English