Examples of using Bir şehit in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Peki. En son isteyeceğimiz şey bir şehit.
Peki. En son isteyeceğimiz şey bir şehit.
Peki. En son isteyeceğimiz şey bir şehit.
Onu yolladılar… ve dövdüler tanığı bir şehit yapmak için!
Onu yolladılar ve dövdüler tanığı bir şehit yapmak için!
Bay Buazizi bir şehit.
Aptal insanların yarısı, beni bir şehit yapacak, diğerleri, diyecek… Hangisi, neden Sırbistana ait olduğumdur.
Ve o bir şehit olarak kabul edilecek,
Bu sadece onu bir şehit yapar. Sonra da kimse o akıllarına gelmeden… senin yüzüne bakamaz.
Ve öldürülen bir kahraman bir şehit olur… ve bir şehit derhal bir efsane olur.
Bu boya gerekli Bir şekilde anlamaya yerine onu yapmak yerine, Eğer, bir şehit biliyorum… uyuşturucu savaşı.
Avukatları onu poster çocuğu yapacak küçükler için zorla evliliği durdurmak için… Sebep bir şehit.
Avukatları onu poster çocuğu yapacak küçükler için zorla evliliği durdurmak için… Sebep bir şehit.
Hiç kimse böylesi farklı şekillerde tanınmamıştır, bir katil ya da bir şehit.
Adam Lang bugün tıpkı bir şehit gibi evine döndü.
Bana, abimin bir şehit olduğunu ve onunla gurur duymam gerektiğini, söylemiştiniz.
Yaptığın şeye inandığın için, sana bugünlerde az bulunur bir hediye bahşedeceğiz: Bir şehit ölümü.
Tek bildiğim bir operasyonun gerçekleşeceği… ve bir şehit olacağı.
Bilmiyorum. Tek bildiğim bir operasyonun gerçekleşeceği… ve bir şehit olacağı.
Başkan olarak, bir şehit ailesine mektup yazmaktan ya da, bir annesi ya da babası olmaksızın büyüyecek bir çocuğun gözlerine bakmaktan daha çok yüreği parçalayan birşey yoktur.