Examples of using Bir asa in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sağda, Xiangzhoudan Chen. Silahı demir bir asa olacak.
Üzerinde oraya nasıl varacağını gösteren işaretleri olan bir asa var.
Bu sadece senin kullanabileceğin minik büyülü bir asa.
Nüfuzu kullanmak. Bir asa gibi.
Yaklaşık yüz yıl önce de o mezarda bir asa bulundu.
Bu çok büyük bir asa.
Ondan daha güçlü bir asa yok.
Bizimkine benzer bir dünya elde etmek için bir sürü asa ihtiyacınız vardır.
Musaşi ikinci kez geç gelirken, Denşiçiro çelik halkalarla güçlendirilmiş bir asa( ya da muhtemelen bir top
Davidic krallar onu bir asa olarak kullandı Tapınağın imha edilene kadar.
Tanıtımcı, yukarı çıktığında elinde buzdan büyük bir asa tutuyor olması gerektiğini söylemişti.
Ölüm onlara istedikleri herhangi bir şeyi seçme hakkı verir; büyük kardeş düelloda hiçbir şekilde altedilemeyecek bir asa, ortanca kardeş ölmüş birini geri getirmenin bir yolunu,
Video sona erdiğinde'' Candy Shop'' çalmaya başladı ve elinde bir asa olan Madonna, Givenchy tasarımı elbisesiyle M şeklinde bir taht üzerinde bacakları ayrık otururken belirdi.
Bende de bir… as var.
Sen de bir aslansın!
Bu bir aslandır.
Sen bir aslansın.
O bir as Charlie.
Yüzüme bir as atın!