Examples of using Bir avcı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Nasıl dinlenebilirim ve sen bir avcı olduğumu mu düşünüyorsun?
Richmondın dışında bir avcı kulübesi aranmış.
Bir avcı gibi gece gündüz evi gözlüyorsun.
Sanırım Krugerin yerine yeni bir avcı çağıracaksın, değil mi?
Sen avcısın. Her nesilde bir avcı doğar.
Muhtemelen bir avcı.
Doddu bulmak için bir avcı mı kiralayacaksın?
Bu adam, Nicholas Boyle bir avcı bıçağıyla deşildi.
Jomsbergin en asil baronu bir avcı mı?
Görünüşe bakılırsa Ruby Lakede başka bir avcı daha görülmüş.
Kendine has gizli silahı olan rakip bir avcı.
Buranın 2mil ilerisinde terk edilmiş bir avcı kulubesi var.
Sonra Kruger, bir avcı.
Cidden kedicik, tıpkı bir avcı gibisin.
Bascombeun, kendi kıçını bile iki eliyle ve bir avcı köpeğiyle bulamayacağını söyledi.
Eski Darby denerse bir avcı yakalayamadı.
Şehiri geçince, dağların orada bir avcı kulübesi var.
Ya da çok kötü bir avcı.
Yatağında içi giysi dolu çanta ve bir avcı bıçağı vardı.