BIR CANKURTARAN in English translation

a lifeguard
cankurtaran
bir can kurtaran
is a lifesaver
an ambulance
ambulans
is the life guard

Examples of using Bir cankurtaran in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
O bir cankurtaran ve ondan hoşlanıyor.
He's the lifeguard and he's stuck on her.
Bunu bir cankurtaran botu olarak düşün.
Think of this as a life boat.
Bir cankurtaran. Telefonun onda.
Some lifeguard, he is keeping your phone.
Hadi, bir cankurtaran yeleği giy.
Come on. Get a life jacket.
Sameer bir cankurtaran, ve Rani bir moda tasarımcısı.
Sameer is a lifeguard, and Rani is a fashion designer.
Büyükannem bir cankurtaran olduğumu söylemişti.
Grandma said I was a lifesaver.
Havuzdaki bir cankurtaran.
She's a lifeguard at the pool.
Bir cankurtaran olduğunu söylemiştin.
You said you're a lifesaver.
Sonra onu bir cankurtaran buldu.
And then a lifesaver found him.
İşimde beni nasıl bir cankurtaran olarak düşünüyorsunuz?
How do you think I got my job as a lifeguard?
Vakti zamanında Cassidy Sahilinde bir cankurtaran vardı… yakışıklı bir çocuktu.
There was this lifeguard down at Cassidy Beach back in the day… Good-lookin' guy.
Vakti zamanında Cassidy Sahilinde bir cankurtaran vardı… yakışıklı bir çocuktu.
Back in the day… Good-lookin' guy. There was this lifeguard down at Cassidy Beach.
Sabah kesinlikle herhangi bir cankurtaran kulesinin tepesinde bir şey yokmuş.
This certainly wasn't on the top of any lifeguard tower this morning.
Bir düşünsene, Leonard Betts neden bir cankurtaran?
Ask yourself, why is Leonard Betts an E.M.T.?
Bu kız bir cankurtaran.
Guess what. She's a lifeguard.
Adı Derek ve o bir cankurtaran.
His name is Derek and he's a lifeguard.
Şimdi Mumbaide bir cankurtaran.
Now she's a lifeguard in Mumbai!
Tom yerel bir yüzme havuzunda bir cankurtaran.
Tom is a lifeguard at the local swimming pool.
Sonra tanrı bana bir cankurtaran attı.
Then God tossed me a life preserver.
Bir cankurtaran havada sallanan kolların'' Burada eğleniyoruz.'' değil de'' Yardıma ihtiyacım var!'' demek olduğunu nasıl anlar?
How does a lifeguard know when a raised arm means," l need help"' not'"Hey, this is fun"?
Results: 86, Time: 0.0332

Bir cankurtaran in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English