BIR CEYLAN in English translation

gazelle
ceylan
gazel
ahu
a doe
bir ceylan
a deer
bir geyik
bir ceylan
bir karacayı
bir geyikti
bir çarptm

Examples of using Bir ceylan in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yumuşacık ve sevimli bir ceylan.
A tender and lovely antelope♪.
Aslanların içinde bir ceylan.
It's a gazelle through the lions.
Dilerdim ki ben bir ceylan, sen de bir antilop olsaydın… ya da bir yaban keçisi.
Or an ibex. I wish I was still a gazelle and you were an antelope.
O hercai bir ceylan, bir türkü gibi… bazen yalan, bazen kelebek ve bazen de Ay… Ve sen.
The liar, the butterfly, the Moon and you…? She is fickle, like a doe.
O bir ceylan gibi kararsız, nehir gibi fışkırıyor… bazen yalan,
She is fickle, like a doe, gushing like a river… the liar,
yemin ederim tüfeği kapıp gidip bir ceylan vurmak istiyorum.
I swear to god, I just want to go out and shoot a deer.
Yani ya güzel bir ceylan yemiş, çünkü bu kadar acıkmış olamaz.
So either he's eaten a gazelle, which is good, because he won't be so hungry.
çalıların arasından sıçrayan… bir ceylan olduğunu düşünüyorum.
I find it more likely that you were a gazelle.
Senin çok büyük ihtimalle uzun, zarif bacaklı, çalıların arasından sıçrayan bir ceylan olduğunu düşünüyorum.
I find it more likely that you were a gazelle with long, graceful legs, gamboling through the underbrush.
Sen ise ağırbaşlı, narin… O bir ceylan gibi kararsız, nehir gibi fışkırıyor… bazen yalan,
And you… how delicate, how demure she is fickle, like a doe, gushing like a river… the liar, the butterfly,
Bir ceylanı koşuda geçemezsin.
You can't out-run a gazelle.
Hiç bir aslanı bir ceylana saldırırken görmedin mi?
You ain't never seen a lion attack a gazelle?
Bu, bir ceylanın aslanı yiyişini izlemek gibiydi.
That was like watching a gazelle eat a lion.
Bir ceylanın hikayesini, BabAziz.
A gazelle story, Bab'Aziz.
Ve bir ceylanı sorguya çektik.
And we interrogated a gazelle.
Bir aslan bir ceylanı parçaladığı için kötü müdür?
Is a lion evil because it rips a gazelle to shreds?
Başka bir ceylanla güreşme vakti.
It's time to wrestle with another gazelle.
zürafa hapşurur, bu bir ceylanı korkutur, bu ceylan bir gergedana çarpar gergedan yanlışlıkla bir telefon kulübesine girer.
that spooks a gazelle, the gazelle bonks into a rhinoceros, and the rhinoceros blindly stampedes into a phone booth.
Muhteşem bir ceylan gibi.
Like a gorgeous gazelle.
Güzel bir ceylan insanı.
A beautiful, beautiful gazelle person.
Results: 167, Time: 0.0321

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English