Examples of using Bir faul in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Burada ne görüyoruz? Bir faul.
Bu San Francisco aleyhine bir faul olabilir.
Ben bu Menkul Kıymetler Borsası chappies gerekir ne mükemmel bir faul zaman fark hiç halkın serbestçe ısırma değilken var.
olur mu? Bir faul, reeking yeri,
Onu sokakta bırakamam, olur mu? Bir faul, reeking yeri,
Babam Marcusun suratına kar topunu patlattı. Ki bu bir faul, çünkü kişi başı yalnızca bir kar topu hakkı var. Ben
Bu bariz, kasıtlı bir fauldü.
Scharfenberg onu sert bir faulle durduruyor.
Hakem, inanamıyorum. Çok açık bir fauldü.
Bu bir fauldü.
Bariz bir faul.
Bir faul yapıldı. Durun.
Ahbap, geçerli bir faul.
Ahbap, geçerli bir faul.
Çok kötü bir faul.
Yankilere bir faul çalındı!
Bu çok sert bir faul.
Vali, açık bir faul oldu.
Bu şahsi bir faul değildi!