Examples of using Bir kalede in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve büyük bir kalede yaşıyordu.
Sen, bizim okuIumuzun, bir kalede olacak olduğunu biliyor musun?
Atalarımız tarafından yapılan bir kalede sığınma sağlıyorum.
Şanslıysan bu gece bir kalede kalabilirsin.
Ünlü Korsan Zeniketesin Olympos yakınlarındaki bir kalede oturduğu bilinmektedir.
Şanslıysan bu gece bir kalede kalabilirsin.
Nerede? Bir kalede.
Hayır, beni barbarlarla dolu bir kalede bırakıp gidemezsin.
Hayır, beni barbarlarla dolu bir kalede bırakıp gidemezsin.
Eğer gerçek aşka sahipseniz bir kalede ya da bir çiftlikte yaşamanızın ne farkı var?
Brian, 22 yaşındaki Moğol veliahtı… içinde kulplu beygir olan dağdaki… bir kalede esir tutuluyor.
Lakâbı Dukedü. Ve ben de hep uzaklardaki bir kalede yaşayan bir dük olarak onu hayâl ettim.
İskoçyada bir kalede yaşayacaklar… dokuz bebekleri, iki ördekleri… ve Kevin adında bir köpekleri olacaktı.
Yakışıklı bir lordla evlendi, sevimli çocukları oldu… deniz kıyısında bir kalede yaşıyor.
O ve tüm kardeşleri dev bir kalede birlikte yaşarlarmış, ve birbirlerini çok ama çok severlermiş.
Evvel zaman içinde… çok, çok uzaklarda bir kalede yaşayan… Sara isminde güzel bir kız varmış.
Şimdi artık o, bir kalede prensesti prensinin beyaz at üzerinde gelmesini bekleyen.
Onu bir kalede hayal ediyorum, havuz, büyük masalar ve bira ile.