Examples of using Bir kurdun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tıpkı Budizm, Yahudilik, İslam ve bir kurdun soyundan gelen dedem Cengiz Hanın inandığı Gök Tanrı gibi.
Tutulan bir adam çoban değildir ve koyunları sahiplenmez bir kurdun geldiğini görür koyunları bırakır ve kaçar.
Daha iki gündür buradayız ama şimdiden anormal davranan bir kurdun içerisinde olağandışı bir bakteriye rastladık.
Sen ne olduğunu anlamadan üzerlerine basarsın. Bir kurdun derisinin altına saklanıp sessizce beklerler.
Ne gördüğünü düşünüyorsan… hala bir çocuğun annesinin burnunun dibinden…- nasıl bir kurdun kaçırdığını açıklamıyor.
Bu çekiştirme savaşı bir iç çekişmeyi gösteriyor. Bir kurdun bireysel ihtiyaçları
Yaşlandıkça, on altı kilometre uzaklıkta başka bir kurdun ulumasını bile duyabildiklerini biliyor muydun?
Ayrıca, bir kurdun kıçından yaş getirmeyeli uzun zaman oldu.
Bir kurdun ayak izinde biriken yağmur suyunu içtiğinde ne olduğunu anlatan eski hikâyeyi duymuşsundur.
Bir kurdun vücudunu işgal ettiğini, seni ele geçirdiğini söyleyecek
Bütün Kuzeybatı tarihinde, bir kez bile bir kurdun bir insana saldırdığına dair bir kayıt yoktur.
Babaları dedi ki: Onu götürmeniz beni mutlaka üzer. Siz ondan habersizken onu bir kurdun yemesinden korkarım.
Babaları dedi ki: Onu götürmeniz beni mutlaka üzer. Siz ondan habersizken onu bir kurdun yemesinden korkarım.
Çünkü yatak gıcırdıyor. Çünkü duvarlar ince. Çünkü Red bir kurdun kulaklarına sahip.
Senin gibi koca kötü bir kurdun yönettiğini iddia ettiği sürüde nasıl am bulamadığını anlamıyorum.
cesaret tam olarak, bir kurdun vahşi doğada ayakta kalabilmesi için sahip olması gereken özelliklerdir.
organlarını ateşten bir kurdun yediği kadının acısıyla aynı olacak.
Yalnız bir kurdun uluması.
Bir kurdun çağrısını duydum.
Yalnız bir kurdun işine benziyor.