Examples of using Bir sincaba in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Seni bir kelebeğe, bir sincaba ve bir dondurma kamyonuna bakarken yakaladım.
Seni bir kelebeğe, bir sincaba ve bir dondurma kamyonuna bakarken yakaladım. Valla son beş dakika içinde.
Onların'' gerçekten bağlandıklarını'' düşündün. Bu köpeğin bir sincaba saldırdığını gördüğümüzde olduğu gibi?
Sonra ben bir sincaba dönüştüm.
Onu bazı şeylere bakarken yakalıyorum, bahçedeki küçük bir ağaca, bir sincaba… ve bu durumda ben de onun gördüğü gibi bakabilmeyi isterdim sadece.
Sadece bir sincabı yedim, zaten oda hayvanat bahçesinden sayılmazdı.
Yüzerken bir sincabın yanından geçtim.
Oğlumun oyuncak bir sincabı var.
Muhtemelen bir sincaptır.
Sen meşe palamutu tutan bir sincabın güzel olduğunu düşünürsün.
Koşan bir sincabı hayalarından vurabilmeli.
Tomun bir sincabı var.
Biraz geride bir sincaptan yana kaçtı.
Tomun sadece bir sincabı var.
Bir sincabın üstüne sıçarken çekilmiş bir tanesinin ne kadar edeceğini hayal et!
Uzun zaman. Bir sincabın ömrü kadar.
Bir sincabın ömrü kadar.
Bir sincabı takip ediyoruz.
Evet, güzel bir sincabın parçası. Güzel mi?
Ben çılgın bir kuduz sincabım.