Examples of using Cesareti yok in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Seninle konuşmaya cesareti yok.
Onu yapacak cesareti yok.
Annem de bir tanrıça, ama tek söz edecek cesareti yok.
Onun terk edecek cesareti yok.- Özgür mü?
Cevap vermeye cesareti yok. Neden?
Liderlik cesareti yok sende.
Cesareti yok.
Kocamın cesareti yok.
Sizde Hitleri öldürme cesareti yok, bu nedenle görevi imkansız kılıyorsunuz.
Cesareti yok, çok korkuyor.
Warwickin bile buna cesareti yok.
Çünkü kimsenin ona karºi gelecek cesareti yok.
Bana bakmaya cesareti yok.
Herhalde başka biriyle tanıştı ve bana söylemeye cesareti yok.
Peter Yogorovun peşimizden gelecek cesareti yok.
Yüzüme bakmaya bile cesareti yok.
Kimsenin bunu söylemeye cesareti yok.
Bu şey demek:'' Büyük topları var ama cesareti yok.
Başka kimse o işi yapmayacak çünkü başka kimsenin cesareti yok.
Benimle uyuyor, kendi yatağında uyumaya cesareti yok.