DÜZGÜN ŞEKILDE in English translation

properly
düzgün
doğru dürüst
doğru
iyi
adamakıllı
tam
hakkıyla
layıkıyla
gereğince
uygun şekilde
correctly
doğru
yanlış
düzgün
bir şekilde
yanıltmıyorsa
doğru anladıysam
the proper way
doğru yolu
uygun şekilde
uygun bir yol
doğru şekilde
münasip yoluna
uygun yolu
düzgün şekilde
uygun yönden
the right way
doğru yoldan
doğru şekilde
doğru yol
doğru yönde
düzgün bir şekilde
doğru yöntemle
doğru biçimde
doğru şekli
dogru sekilde
doğru tarafa mı
accurately
doğru
tam olarak
doğru bir şekilde
bir şekilde
kesin olarak
olarak
düzgün şekilde
net olarak

Examples of using Düzgün şekilde in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Makaleler bazen düzgün şekilde hizalanamadı ve uygulama penceresinin veya kullanıcının ekranının sağ tarafından geçti.
Articles sometimes failed to align properly and bled past the right side of the app window or the user's screen.
Hepsinden önce, en azından yönetim düzgün şekilde organize olmadığından, yolsuzluğun beslendiği toprak hala bereketli.
The soil for corruption remains fertile first of all because the governance is not properly organised, to say the least.
Not ortalaman kriz seviyesinde. O yüzden ödevini zamanında ve düzgün şekilde vereceksin.
You are at a crisis point grade-wise, so you will make sure that your work is done on time and correctly.
Düşündüm ki dördümüzün arasında sen ve ben en düzgün şekilde bu konuyu tartışabiliriz.
I thought, of the four of us, we were the ones most likely to discuss this sensibly.
bu genel kullanıma açık uzantıları uygulamamış olan Microsoft dışındaki anında mesajlaşma istemcileri düzgün şekilde çalışmayabilir veya tam işlevsellik sağlayabilir.
non-Microsoft instant-messaging clients that have not implemented these publicly available extensions may not work correctly or have complete functionality.
Eğer bütün veri ve uygun olduğu zaman bütün bilgi olmazsa işimi düzgün şekilde yapamam.
If I do not have all of the data I cannot do my work effectively and all of the information as soon as it's available.
Düşündüm ki dördümüzün arasında sen ve ben… en düzgün şekilde bu konuyu tartışabiliriz.
I thought, of the four of us, you and I were most likely… to be able to discuss this sensibly.
Düzgün şekilde tanıştırılmadık, ben Johnny… Cassidy hırsızlık yaptığı için kızgındım ama aramızda özel bir bağ vardı.
But, we had a special bond. Look, I was upset because Cassidy was stealing, You know, we haven't been properly introduced, I'm Johnny.
Düzgün şekilde tanıştırılmadık, ben Johnny… Cassidy hırsızlık yaptığı için kızgındım ama aramızda özel bir bağ vardı.
I was upset because Cassidy was stealing, but, we had a special bond. You know, we haven't been properly introduced, I'm Johnny.
Düzgün şekilde tanıştırılmadık, ben Johnny… Cassidy hırsızlık yaptığı için kızgındım ama aramızda özel bir bağ vardı.
I was upset because Cassidy was stealing, You know, we haven't been properly introduced, I'm Johnny… but, we had a special bond.
Kapı uymuyorsa, düzgün şekilde kapanana kadar ahşabı biraz rendelemek zorunda kalabilirsin.
If the door doesn't fit, you might have to shave off a bit of the wood until it closes properly.
aramızda özel bir bağ vardı. Düzgün şekilde tanıştırılmadık, ben Johnny.
You know, we haven't been properly introduced, I'm Johnny… Look, I was upset because Cassidy was stealing.
Kim, köpek nasıl düzgün şekilde terbiye edilir konusunda verdiği bir saatlik dersten sonra gitti.
Kim just took off after lecturing me for an hour about the proper way to discipline your dog.
Travmatik bir olay yaşadın ve düzgün şekilde bilgilendirilmezsen uzun vadeli sıkıntılar yaşayabilirsin.
You have been through a traumatic ordeal and without proper debriefing, you could suffer long-term consequences.
yönetici olarak işimin bir parçası da… bu hastanenin düzgün şekilde çalışmasını sağlamak.
part of my job as administrator is to keep this hospital running smoothly.
Kabul edilen reformların düzgün şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini vurgulayan Rehn, çarşamba günkü konuşmasında AKnin polis reformunu yakından izlemeye devam edeceğini
Stressing that adopted reforms need to be properly carried out, Rehn cautioned Wednesday that the EC"will continue to monitor the police reform closely
Sizi düzgün şekilde selamlamak için kalkardım hanımefendi ama maalesef kocanız beni kalıcı olarak sessiz
I would rise to greet you properly, madam, but unfortunately, your husband has
bilgiye sahip olmasına rağmen, cürümleri engellememiş, bunları düzgün şekilde soruşturmamış veya failleri cezalandırmamış olduğunu iddia ediyor.
failed to prevent the criminal acts, properly investigate them, or punish those involved, the prosecution charges.
fakat eski rejimin mağdurlarına manevi tazminat getiriyor ve düzgün şekilde uygulandığı takdirde yine de bazı kafaları uçurabilir.'' dedi.
20 years after, but it brings moral reparation to the victims of the former regime and, if properly applied, it can still make some heads roll," he said.
politikasının önünü açtıktan sonra, üye ülkelerin yolsuzlukla mücadele çabaları düzgün şekilde değerlendirilecekse, ayrıntıları ve ölçüm kriterlerini tanımlama zamanı gelmiştir.'' dedi.
benchmarks of measurement if member states' anti-corruption efforts are to be evaluated properly," Jana Mittermaier, the head of the group's EU office, said.
Results: 146, Time: 0.0478

Düzgün şekilde in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English