Examples of using Dal in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Dal Po bana onun evinde olduğunu söyledi?
Küvete dal. Tamam.
Dal veya bok parçası, kimin umurunda?
Bugün bir sürü yarışımız var. Fare polo, dal küre.
Düşerken saplanmış olmalı.- Dal bu!
Dal ve çalı toplamaya başlayalım. Arabayı gizleyecek herşeyi.
Dal gibi.
Görüşürüz, Dal. Hey, Ponyboy, ev ödevin var.
Dal, kahretsin. Orada.
Kimin umurunda? Dal veya bok parçası?
Duymadın mı? Dal çıtırdadı.
Bir keresinde ağaca tırmanıyordum ve dal kırıldı… ve yaralandım.
Bir kaç parça daha dal bulup ona bir yol yapayım.
Çeşitli boyutlarda bulabildiğiniz kadar dal toplayın, bir
Görüşürüz, Dal. Hey, Ponyboy,
Hadi beraber dalalım. Dal, tamam mı?
Sigara denen bu dal….
Duymadın mı? Dal çıtırdadı?
Derinlere dal. Yıldızlar ne kadar parlak.
Avlarını dal gibi sivri nesnelere oturturlar.