Examples of using Davayı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Son üç yılımı bu davayı mahkemeye taşıyabilmek için harcadım.
Bu davayı almayacağız.
Bu davayı bırakmanı istiyorum.
Davayı bıraktığını söylediğinde Mindy nasıl bir tepki verdi?
Gazete, davayı korumak için hikâyeyi bekletmez mi?
Resmi olarak davayı devralalım demiyorum, sadece bana yardım et.
Davayı sen kazanırsan iyi, biz kazanırsak daha iyi.
Davayı ortadan kaldıran benim.
Davayı ele alan, iki beden, deneyimli Grace Chin.
Eğer davayı onlar almazsa, sen alırsın.
Birleşik Devletlere geldi. Davayı düşürdü. Babasının yanına taşındı.
Henkin davayı bana verdi.
Bu sefer, Davayı hayal kırıklığına uğratmayacağım.
Davayı inceledim, ve fark ettim ki o bunu yapmış olamaz.
Davayı belirleyen esas budur.
Norris e davayı kaybedince, Biotech i bırakmış.
Bu davayı almamın bir sebebi de bu.
O halde Mike Ross davayı mahkemeye mi götürecek?
Bu davayı basına taşımaya çalışmamalıydı.
Biliyorum, Sana bu davayı sormak gibi bir hakkım yok.