DAVRANDI in English translation

treated
tedavi
davranın
davranıyorsun
bir ziyafet
davran
ısmarlıyorum
muamelesi
ikram
ikramım
mama
acted
hareket
rol
davranın
davranıyorsun
davranış
sahne
davran
yasası
eylemi
gösterisi
pretended
farz
davranın
taklit
yalandan
davran
numarası
gibi yap
farzet
varsay
behaved
uslu
davranır
davranıyor
davranış
davranın
hareket
davran
uslu dur
terbiyeli
düzgün dur
has
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
so
yani
peki
öyle
yüzden
kadar
böylece
demek
o yüzden
ki
de
not
değil
yok
sakın
hiç
olmaz
pek
hayır
henüz
etme
bilmiyorum
treat
tedavi
davranın
davranıyorsun
bir ziyafet
davran
ısmarlıyorum
muamelesi
ikram
ikramım
mama
treats
tedavi
davranın
davranıyorsun
bir ziyafet
davran
ısmarlıyorum
muamelesi
ikram
ikramım
mama
acting
hareket
rol
davranın
davranıyorsun
davranış
sahne
davran
yasası
eylemi
gösterisi
treating
tedavi
davranın
davranıyorsun
bir ziyafet
davran
ısmarlıyorum
muamelesi
ikram
ikramım
mama
pretending
farz
davranın
taklit
yalandan
davran
numarası
gibi yap
farzet
varsay
act
hareket
rol
davranın
davranıyorsun
davranış
sahne
davran
yasası
eylemi
gösterisi
have
var
sahip
hiç
daha
beri
zaten
yok
üzerinde
ilgili
zaman
acts
hareket
rol
davranın
davranıyorsun
davranış
sahne
davran
yasası
eylemi
gösterisi

Examples of using Davrandı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Alice kötü davrandı.
Alice has been bad.
Seni eve getirdim ve Charlotte sana kendisininmişsin gibi davrandı.
And Charlotte pretended that you were hers. I brought you home.
Onun için de kolay değil. Bana bok gibi davrandı.
Treated me like shit… It's not easy for her either.
Sence Çavuş neden bize öyle davrandı? Hey, Bartle?
Why do you think Sarge treats us like he does? Hey, Bartle?
Erkek arkadaşım da bana kötü davrandı.- Bana da.
My boyfriend treat me bad too.
O şirket sana korkunç davrandı.
That company was so horrible to you.
I} Alec öyle güzel ve nazik davrandı ki.
Alec behaved so beautifully with such perfect politeness.
Baban bana sadakatsiz davrandı.
Your father has been unfaithful to me.
Bana dört sene böyle davrandı. Bay Kwon.
Treated me for four years. That's how Mr. Kwon.
Tom Marynin John ile çıktığını umursamıyormuş gibi davrandı.
Tom pretended that he didn't care that Mary was going out with John.
Sence Çavuş neden bize öyle davrandı? Hey, Bartle?
Hey, Bartle? Why do you think Sarge treats us like he does?
Elinde bir silahla çılgın gibi davrandı.
Acting crazy, with a gun.
Walter Kenton bundan sonra size nasıl davrandı?
How did Walter Kenton treat you after that?
Neden sana kötü davrandı?
Why did he hurt you so bad?
AEGIS benim aileme iyi davrandı.
I mean, AEGIS has been good to my family.
Ralph, özellikle sana karşı çok kötü davrandı. Çok naziksin.
That's very kind. Ralph behaved so badly, especially to you.
Birisi bagajda çığlık atıyordu ama patron duymamış gibi davrandı.
Someone was screaming in the boot but the boss pretended he didn't hear.
İnsanlar bize hayvanmışız gibi davrandı!
Mankind treats us like… animals!
Doktorlar sana bir et parçasıymışsın gibi mi davrandı?
Doctors treating you like a piece of meat?
Arkadaşmış gibi davrandı.
Acting like a friend.
Results: 923, Time: 0.0675

Top dictionary queries

Turkish - English