DAVRANMAYA in English translation

acting
hareket
rol
davranın
davranıyorsun
davranış
sahne
davran
yasası
eylemi
gösterisi
to pretend
davranmak
gibi
yapmak
rol
numarası
varsaymak
to behave
davranmaya
davranacağını
davranılacağını
davranacağımı
uslu
terbiyeli
davranacaklarını
davranış
davranılır mı
treating
tedavi
davranın
davranıyorsun
bir ziyafet
davran
ısmarlıyorum
muamelesi
ikram
ikramım
mama
not
değil
yok
sakın
hiç
olmaz
pek
hayır
henüz
etme
bilmiyorum
actin
davranmayı
davranıyor
aktin
hareket
to be
olmak
olmak için
çok
act
hareket
rol
davranın
davranıyorsun
davranış
sahne
davran
yasası
eylemi
gösterisi
to pretending
davranmak
gibi
yapmak
rol
numarası
varsaymak
treat
tedavi
davranın
davranıyorsun
bir ziyafet
davran
ısmarlıyorum
muamelesi
ikram
ikramım
mama

Examples of using Davranmaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Davranmaya. Bu yeni bak.
That's new.- To pretending.
Objektif davranmaya çalışalım.
Let's try to be objective.
Onlar gibi davranmaya başlıyoruz.
We start actin' like them.
Birbirimize her zaman bu şekilde davranmaya katlanamıyorum.
I can't stand us being like this at each other all the time.
Davranmaya.- Sevdim.- Biliyorum.
I know you do.- To pretending.
Bir iyilik yap ve profesyonelce davranmaya çalış lütfen.
Do me a favor, please, just try and act professional.
O aptal moronlara aptal moronlarmış gibi davranmaya değil, ki bence öyleler.
Not treat the stupid morons like the stupid morons- that I think they are.
Centilmence davranmaya çalışıyorum.
I'm trying to be a gentleman here.
Size bir esir gibi davranmaya zorlamayın beni.
Do not force me to make you prisoner.
Neye? Benden korkuyormuş gibi davranmaya.
Doin' what? Actin' like you're afraid of me.
Edersen karaciğerin seni terk edecek. Ona böyle davranmaya devam.
If you keep on treating her like this. Your liver is gonna leave you.
Biliyorum. Davranmaya.- Sevdim.
I know you do. To pretending.
Zengin olsaydık, dilenci gibi davranmaya gerek kalmazdı.
If we were rich… we wouldn't have to act like beggars just then.
Bana tatlı dilli davranmaya kalkma.
Don't try to sweet-talk me.
Neye? Benden korkuyormuş gibi davranmaya.
Actin' like you're afraid of me. Doin' what?
Onlara söylediğin an sana farklı davranmaya başlıyorlar.
They start treating you differently. The moment you tell them.
Biliyorum. Davranmaya.- Sevdim.
To pretending--- I know you do.
Turist olarak içeri giriyorsunuz. Bu yüzden doğal davranmaya çalışın.
You're going in as tourists so try and act naturally.
Peki. Arkadaşımsın, Clarice ama akıllı davranmaya kalkma.
You're my friend, Clarice, but don't… Okay. don't try to get clever.
Sonra çılgınca davranmaya başladım.
Then I started actin' crazy.
Results: 1129, Time: 0.0539

Top dictionary queries

Turkish - English