Examples of using Dolanan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Vücudunuzu dolanan… nabzınızı
Sen şu şehirde dolanan aktör değil misin?
Hâlâ bu dünyada dolanan Baudelaire, Michaux ve Prevertin ruhlarına adanmıştır.
Parkın bu kısmında pek dolanan olmaz.
Geçmeliyiz, çünkü ormanda dolanan bir köpek var.
Kim o karanlıkta dolanan?
Romeo?- Dışarıda dolanan adam?
Ortalıkta dolanan bir şey var.
Etrafta takılan, dolanan, o tür birisi.
Bu kesişme etrafında dolanan insanların bir akını. Ollie temaslar görüyor.
Bu kesişme etrafında dolanan insanların bir akını. Ollie temaslar görüyor.
Buralarda dolanan bir yabancı gördünüz mü hiç? Evet?
Buralarda dolanan bir yabancı gördünüz mü hiç? Evet?
Ortalıkta dolanan bir koca var mı?
Acaba gölgelerde dolanan şahıs bir Wakanda kralı olabilir mi ki?
Bu kampta dolanan iki manyak katil var.
Bu kampta dolanan iki manyak katil var.
Aynı zamanda etrafta dolanan devasa bir yılan ile bir palyaço da olabilir.
Sen Tanrının unuttuğu bir yerde dolanıp hayalini arayıp dolanan kişisin.
Evet, peki şu etrafta dolanan yaşlı kadın?