Examples of using Felaketle in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu projenin felaketle sonuçlanmayacağına dair bilimsel bir kanıtımız yok.
Değirmencioğlu: Felaketle yüzleşmek gerekiyor.
Neyi seçersen seç, felaketle sonuçlanacak bir durumda?
Felaketle sonuçlanan olayın bir parçası olmuş adamlarından birisi yanımda.
Marsa iniş felaketle bitecek gibi gözüküyor.
Marsa iniş felaketle bitecek gibi gözüküyor.
Şeytan çıkarma ayininin felaketle sonuçlandığını duydum, ama detayları bilmiyorum.
Kanla ve felaketle lekelenmiş olsa da böyle bir şey… asla değerini yitirmez.
Bunun bedelini felaketle ödedi Ve sekiz adam.
Beni ölümle, felaketle ve korkuyla cezalandırma!
Bazıları için bu felaketle sonuçlanan bir olay.
En son Fransız istilası felaketle sonuçlandı. Tüm ilgili taraflar için.
Felaketle sona erdi.
Bu, gerçekleşen felaketle ilgili kamuoyuna ilk konuşmamdır.
Felaketle ilgili söylentileri duymuşsundur.
Dünya felaketle yüzleşirken onlar uyuyacaktı.
Bram Longriver felaketle bilinç arasında bir yarışta olduğumuzu söylüyor.
Bunun felaketle uzaktan yakından alakası yok.
Eğer böylesine dağınık bir evin olmasaydı felaketle sonuçlanacaktı.
Üst uzayda gerçekleşen çatışmalar iki taraf için de felaketle sonuçlanır.