GITMEN in English translation

go
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
leave
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
to get
almaya
var
bulmaya
gitmek
getirmeye
alacağım
ulaşmaya
elde etmek
girmek
yakalamaya
going
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
leaving
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın
went
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
gone
git
gidin
gidip
gidelim
yürü
gideriz
bakalım
dönün
gir
left
terk
ayrılmak
birak
bırak
git
gidin
çık
kalsın
terket
ayrılın

Examples of using Gitmen in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Benim için tapınağa gitmen gerek.
I went to the temple to pray.
İnan bana, en iyisi eve gitmen.
Believe me, going home is what's best for you.
Duruşmaya gitmen gerekmiyor mu?
Don't you need to get to the trial?
Hayir!- Ne?- Frank, gitmen gerek!
What?- frank, you have to leave. no!
Senin buradan gitmen benim için en iyi nikâh hediyesi. Merak etme.
You leaving here is the best wedding gift for me. Don't worry.
Pokerde de aynı zamandır kötü gitmen tesadüf değil.
Not coincidentally, the same time that your game went into the toilet.
Her zaman yaptığın gibi gitmen.
Re Gone, always and every time.
Büyük bir kumardı. Charlotte Richardsı görmeye gitmen.
Going to see Charlotte Richards, that was a big gamble.
Oradan gitmen gerek.
You need to get out of there.
Hayır!- Ne?- Frank, gitmen gerek!
What?- frank, you have to leave. no!
Senin buradan gitmen benim için en iyi nikâh hediyesi. Merak etme.
Don't worry. You leaving here is the best wedding gift for me.
Aksi takdirde, onunla gitmen gerekirdi.
If not, you would have gone with him.
Sevimli. Bu kadar ileri gitmen şaşırtıcı.
Amazing how far you went. Lovely.
Büyük bir kumardı. Charlotte Richardsı görmeye gitmen.
That was a big gamble. You know, going to see Charlotte Richards.
Tamam baba iyi ama sonra gitmen gerekiyor.
Okay, Dad, that's good, but you have to leave after.
Evden aniden gitmen, çalışmalarından vazgeçmen?
Leaving home so suddenly, giving up your work?
Avukatım olarak gitmektense hastam gibi gitmen harika bir fikirdi.
As a patient instead of as my attorney Going to him was a wonderful idea.
Sen dinle! Harvarda gitmen kimin umurunda?
Who cares if you went to harvard?
Eve gitmen gerektiğini sanıyordum?
I thought you needed to get home?
Gitmen yardımcı olabilir.
Leaving would be helpful.
Results: 4390, Time: 0.0508

Top dictionary queries

Turkish - English