GITMESI LAZIM in English translation

has to go
gitmek zorunda
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmem gerekiyor
geçmek zorunda
girmek zorunda
çıkmam gerek
çıkmamız lazım
çıkmam lazım
devam etmek zorunda
needs to go
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmen gerektiğini
girmeye gerek
gitme ihtiyacı
girmem lazım
has to go to
gitmem lazım
gitmek zorunda
gitmem gerek
gotta go
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmek zorundayım
çıkmam lazım
girmem lazım
dönmem lazım
çıkmamız gerek
geçmen gerek
çıkmamız lazım
is got to go
needs to get
gerek
lazım
gerekiyor
almak gerekir
ihtiyacım var
girmemiz gerekli mi
gitmem gerekiyor
ulaşmamız gerekiyor
hemen
çıkmam gerekiyor
must go
gitmek zorunda
gitmem gerek
gitmem lazım
satılmalı
gitmesi gerektiğini
gidersek yol doğrudan kıyıya çıkıyor olmalı
should go
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmesi gerektiğini
gitsem iyi olur
gitsem iyi olacak
de gidip
kalkayım
gidip
geçmesi gerektiğini
git bence
needs to leave
gitmen gerek
gitmen lazım
ayrılman gerekiyor
çıkmam gerek
bırakmak gerekir
have to go
gitmek zorunda
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmem gerekiyor
geçmek zorunda
girmek zorunda
çıkmam gerek
çıkmamız lazım
çıkmam lazım
devam etmek zorunda
have to go to
gitmem lazım
gitmek zorunda
gitmem gerek
need to go
gitmem gerek
gitmem lazım
gitmen gerektiğini
girmeye gerek
gitme ihtiyacı
girmem lazım

Examples of using Gitmesi lazım in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gitmesi lazım, kendisi de farkında.
Monicanın gitmesi lazım.
Monica's got to go.
Babacığının şimdi gitmesi lazım.
Daddy has to go now.
Hem Billin işe gitmesi lazım.
Besides, Bill's gotta go to work.
Adamın hastaneye gitmesi lazım.
This guy needs to get to the hospital.
Kızının tuvalete gitmesi lazım.
Your daughter has to go to the bathroom.
Herkesin gitmesi lazım!
Everyone needs to leave quickly!
Kramerın gitmesi lazım.
Kramer should go.
Joenun eve gitmesi lazım, Sam.
Joe needs to go home now, Sam.
Biliyorsun, annenin işe gitmesi lazım.
You know Mummy's got to go to work.
Anneciğin işe gitmesi lazım.
Mommy's gotta go to work.
Ve artık babacığın gitmesi lazım.
And now Daddy has to go.
Biriniz onun yanına gitmesi lazım.
One of you needs to get next to him.
Bu evden bir erkeğin gitmesi lazım.
One man from our house must go.
Amynin tuvalete gitmesi lazım.
Amy has to go to the bathroom.
Birilerinin yerleşkelere gitmesi lazım. Birilerinin buraya gitmesi lazım.
Someone needs to get down there, someone needs to go to the compounds.
Bunun gitmesi lazım.
She needs to leave.
Annenin işe gitmesi lazım.
Mama's got to go to work.
Bu eşyaların gitmesi lazım.
This stuff's gotta go.
Yani birinin alışverişe gitmesi lazım.
So, someone has to go shopping.
Results: 217, Time: 0.0624

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English