HAYAL ETMESI in English translation

to imagine
hayal etmek
düşünmek
hayal eder
tahayyül etmek
hayal edin
düşlemek
visualize
hayal
gözünde canlandır
görselleştirmek
kafanda canlandır
visualize mı
to picture
hayal etmeye
resmetmeye
resmini

Examples of using Hayal etmesi in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hayal etmesi zor… ama bitkiler, ilk çiçeklerini sunmadan önce… yüz milyonlarca yıl boyunca Dünyanın yüzeyini kapladılar.
Before they put forth their first flower. It's hard to imagine, but plants covered the surface of the earth for hundreds of millions of years.
İki Amerikalı çocuğun oradaki hayata alışmaya çalışırken yaşayacağı sorunları hayal etmesi zor.
It's hard to imagine all the problems that two American kids will have adjusting to life over there.
İki Amerikalı çocuğun oradaki hayata alışmaya çalışırken… yaşayacağı sorunları hayal etmesi zor.
Will have adjusting to life over there. It's hard to imagine all the problems that two American kids.
Kişinin sevdiği şeylerin mahvolduğunu hayal etmesi gerektiğini çünkü bir gün her şeyin sona ereceğini söylüyordu.
It said a person should imagine the things they love broken and destroyed because in the future, everything ends up that way anyway.
Aslında 10 yaşındaki bir çocuğun La Scala Operasını hayal etmesi biraz komik.
It's a little funny to think of a 10-year-old kid dreaming of the La Scala opera house.
Buradaki fikir şöyle; Evanın, objenin ekranın ön kısmına geldiğini hayal etmesi gerekiyor. Ve ekranda
So the idea here now is that Evan needs to imagine the object coming forward into the screen,
Senin için hayal etmesi zor olabilir ama eskiden görece normal bir yaşamım vardı. Ödenecek faturalar, oyun buluşmaları, aile, arkadaşlar, umursadığım insanlar.
It may be hard for you to imagine, but I once had a relatively normal life-- bills to pay, playdates, family, some friends, people to care about.
Bir kapı hayal et. Zihnin anahtarıyla kilidi açılmış.
Picture a door, unlocked with the key of the mind.
Hayal etsenize.
Imagine that.
Başrahibe Hildegarde hayal etmek zorunda kalmayayım diye çocuğu görmeme izin verdi.
Mother Hildegarde let me see her, so I wouldn't have to imagine.
Neler yaptıklarını hayal etsenize… Gençlerimizi etkilediler, muhalifleri ayaklandırdılar.
Imagine what they have done… influenced our young, stirred up dissent.
Ama bu bir şeyleri hayal etmeye başlamak için bir neden değil.
But don't start imagining things.
Tüm hayatım boyunca bunu hayal ettim. Ama biraz kaygılıyım.
I dreamt about it my whole life, But I'm a little nervous.
Tanrım, hayal ettiğimden çok daha farklı bu.
My God, this is so different from what I imagined.
Bu geceyi hayal ettim çocukluğumdan beri.
I dreamt about this night ever since I was a little kid.
İçinde ne olabileceğini hayal etmek, hoşuma gidiyor.
I can imagining' what's in there.
Cehennemdeyim ve bu hayal ettiğimden de kötü.
I have gone to hell, and it's worse than I imagined.
Başka şeyleri hayal etmeye başlarlar.
They start imagining things.
Sonsuza kadar yaşayacakmışsın gibi hayal et. Bugün ölecekmişsin gibi yaşa.
Dream as if you will live forever. Live as if you will die today.
Olmayan şeyleri hayal etmeye başladım.
I started imagining things.
Results: 45, Time: 0.038

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English