IŞIM in English translation

job
görev
işe
done
yap
mi
yapar
yapın
işi
öyle
yapayım
şey
business
işletme
ticaret
meselesi
ticari
işe
şirketi
işle
ilgilendirir
work
çalışmak
çalışıyorum
çalışır
işe
thing
şey
birşey
olay
bir sey
şu
şeyi
meselesi
get
al
almak
hemen
var
bin
geç
çabuk
biraz
getir
alın
busy
meşgul
yoğun
kalabalık
işlek
yoğunum
stuff
şey
malzeme
mal
eşya
falan
var
meselesi
madde
gig
konser
gösteri
sahne
deal
olay
uğraşmak
pazarlık
bir anlasma
anlaşmayı
başa
ilgilen
işi
teklifi
dağıt

Examples of using Işim in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Çok işim olduğundan müsaadenle. Güle güle.
Bye. I'm busy, so I have to go.
Yarın işim var.
I got a gig tomorrow.
Tabii, yarın sabah ilk işim onu gidip alırım.
Sure, I will go pick him up first thing tomorrow morning.
Bu benim işim değil, dostum.
This isn't my deal, man.
Olmaz, yapacak çok işim var, ödev gibi.
Oh no, I gotta a lot of stuff to do, like homework.
Seninle işim bittiğinde, derisi soyulmuş balığa döneceksin.
When I get through with you, you will be like a fish after skinning.
Benim işim var. Seninle gelemem.
I have got a gig. I can't go with you.
Olmaz, yapacak çok işim var, ödev gibi.
Oh no, I gotta a lot stuff to do, like homework.
Benim işim sağlıkla.
I deal in health.
Dostum, işim vardı ve kiramın süresi dolmuştu.
Man, I got busy, and my rental period expired.
Sıradaki işini bulmak da benim işim.
And it's my job to find him his next gig.
Yarın biraz işim var ama teşekkürler.
Uh… I got some stuff going on tomorrow, but thanks.
Bu benim işim değil. Otto!
This is not my deal. Otto!
İki gün önce işim olduğunda, Tomba da benle birlikteydi.
Two nights ago when I was busy, Tomba was with me.
Okul, benim işim.
School's my gig.
Herneyse, bak, çocuklarıalmalısın. burada işim uzun sürecek.
Anyway, look, you will need get children will be here long.
Yarın biraz işim var ama teşekkürler.
Going on tomorrow, but thanks.- Uh, I got some stuff.
Bu benim işim değil!
This is not my deal.
Sizle tanışmayı çok istedim ama çok işim vardı.
I have wanted so much to meet you, but I have been so terribly busy.
Bu gece, bir komedi kulübünde işim var.
I have a gig tonight at a comedy club.
Results: 8548, Time: 0.069

Top dictionary queries

Turkish - English