IZINI BULMAYA in English translation

to track
takip
izlemeye
bulmaya
izini sürmeye
izini
izleyebilir misin
to trace
izlemek
bulmaya
takip
izini
tracee
to get a lead

Examples of using Izini bulmaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Fakat Billy, Thomas Catronın izini bulmaya kararlı olduğunu bilmiyordu.
But what Billy doesn't know is that Thomas Catron is determined to track him down.
yorgun geceler için izini bulmaya çalışıyorlardı.
weary nights they tried to find her trail.
Son altı haftadır izini bulmaya çalışıyorlarmış.
They have been trying to track him down for the past six weeks.
Fakat Billy, Thomas Catronın… izini bulmaya kararlı olduğunu bilmiyordu.
Is determined to track him down. But what Billy doesn't know is that Thomas Catron.
Efendim, telefon şirketinin yardımıyla telefonun izini bulmaya çalıştık.
Sir, we tried tracing the call with the help of the mobile company.
Telefonun satıldığı yerin izini bulmaya çalış.
Try and track down where the cell phone was sold.
Eiji, nerdesin? Bütün sabah izini bulmaya çalıştım.
Eiji, where are ya? Been tryin' to track you down all morning.
Hâlâ Ardilesi öldüren ve bizim telefonları dinleyen… kişinin izini bulmaya çalışıyorum.
I'm still trying to track down whoever tapped our cellphones.
O zamandan beri izini bulmaya çalışıyorum.
Well, I have been trying to track you down ever since.
Dinle, Damonın izini bulmaya çalışacağım ve hiç bir şansım yok. Drone,
Listen, I'm gonna try to track Damon, and with any luck,
Onun izini bulmaya kararlıydılar.
determined to track him down.
Lafı açılmışken hala Tiffany Shawın izini bulmaya çalışıyoruz ama henüz şansımız yaver gitmedi.
Speaking of which, we're still trying to track down Tiffany Shaw, but no luck so far.
Onun izini bulmaya çalışıyoruz. Şimdi en iyi arkadaşım Rakesh ve ben.
Trying to track them down. Now, my best friend, Rakesh, and I have been.
Yaklaşık bir senemi, ölmüş tanıkları ve canlı olanların izini bulmaya ayırdım.
I spent the better part of a year bumping up against dead witnesses and tracking down live ones.
Adamın izini bulmak zordu ama ben adresini buldum..
The guy was hard to track down but I got an address for you.
O zaman izini bulmak kolay olsa gerek.
Well, he should be easy enough to track down, then.
Tek bir başıboş ruhun izini bulmak çok zor olmasa gerek.
It shouldn't be too hard to track down a single errant soul.
O hain kadının izini bulmak iki yıldan fazla zamanımızı aldı.
It's taken us two years to track down that treacherous wench.
Hâlâ o çiftliğin izini bulmak istiyorum. Maalesef.
I still want to track down that farm. No dice.
Hâlâ o çiftliğin izini bulmak istiyorum. Maalesef.
I still want to track down that farm.
Results: 45, Time: 0.036

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English