Examples of using Kör in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gazeteciliğin başlıca kuralıdır. Gördüğünüz gibi, efendim kör olmamak.
Kör bahisleri çalmaya çalışmıyorsun, değil mi?
Müminler ön giy kırmızı kurdeleler, şimdiye kadar bu sembolü aklını kör oldu.
Birisi bu hanımefendinin başını kör bıçakla kesmeye çalışmış.
Kör bahisler sekiz ve 16,000 buton Huck Cheeverla dördüncü koltukta başlayacak.
Işığın yoğunluğu, 16 km ötedeki bir gözlemciyi geçici olarak kör edebilirdi.
Marge için olan aşkım kör.
Gençler ne kadar kör.
Hasmane karanlığın içinde yaşlı, kör bir canlı gibi bir başına seyahat ediyor.
Ben kör değildir.
Kör kiliç ustasi.
Kör noktaları var. Ama insanların zaaflarından üstünlük sağlamayı iyi bilir.
Kör, sese saldiriyor zirhli.
Kör, sese saldiriyor zirhli.
Kör Büyükanne.
Ne olacağını anlamamak için kör olmak gerekirdi.
Fark etmemen için kör olman lazım.
Kör noktaya gidecek.
Kör olmama neden olabilirdin.
Fakat sen kör numarası yaptın.