Examples of using Kötü durumda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şu an çok kötü durumda.
Cezai Soruşturma Komisyonu kötü durumda, Alt Meclis oyları kötü durumda. .
Tom kötü durumda ama yaşıyor.
Daha kötü durumda bir arkadaşım vardı.
David, Perry kötü durumda.
Yani benim ve annesinin arasının ne kadar kötü durumda olduğunu biliyor.
Aletler kötü durumda.
Tom kötü durumda.
London Düşündüğümden daha kötü durumda olmalı. Zavallı şey.
Mesajını gördüm. O, kötü durumda.
Bu da sizin Polaroidiniz kadar kötü durumda.
Unser kötü durumda.
Adamlar kötü durumda ve daha da kötüleşiyorlar. .
London Düşündüğümden daha kötü durumda olmalı. Zavallı şey.
Leslie düşündüğümden daha kötü durumda.
Hadi, devam! Arkadaşın kötü durumda.
Hayır. Her evlilik gibi sorunlarımız vardı ama kötü durumda değildik.
Yenge kötü durumda ama bence Ağabeyim de depresyonda.
Hücreler kötü durumda.- Kantin!
Ama bazıları daha kötü durumda. Korkunç.