KARARLARIN in English translation

decisions
hüküm
kararı
karar
bir karardı
bir karar
kararla
resolutions
çözünürlük
kararı
çözüm
karar
çözümleme
önergesini
çözümünde
judgment
hüküm
yargı
kıyamet
mahşer
muhakeme
yargılamak
ceza
kararı
karar
decision
hüküm
kararı
karar
bir karardı
bir karar
kararla
rulings
iktidar
yönetmek
yöneten
egemen
hükmetmek
kararı
hükmü
karar

Examples of using Kararların in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kararların hala belirsiz.
Your judgment is still clouded.
Kararların bu ülkedeki tüm yaşamları etkiliyor.
Your decisions affect all the lives of this land.
Kararların bu ülkedeki tüm yaşamları etkiliyor.
Your decisions affect all of the lives in this land.
Belki senin kararların bitmiştir.
Maybe your judgement has gone.
Evet diğer bütün kararların gibi!
Yes, and it's just like all your rulings!
Senin hayatın, senin kararların TK.
Your life, your choices, T. K.
Ama ilk kez bu kararların doğruluğundan şüphe ediyorum.
For the first time… I am not sure those choices were right.
Benim ki ise kararların işlemesini sağlamak.
Mine is to make them work.
Önemli olan sadece sen ve senin kararların, değil mi?
All that matters is you and what you decide, right?
kabinenin aldığı kararların çoğunu desteklediler.
they supported most of the decisions taken by the cabinet.
Sen de kötü kararların kralısın.
And you're the king of bad choices.
Bütün bu olanlardan sonra, ben senin kararların hakkında endişeliyim.
With everything that's happened, I… I'm worried about yourjudgment.
Senin bedenin, senin kararların.
Your body, your choice.
İmzalanmamış durumdaki anlaşmaların uygulanmasına ilişkin kararların, şimdi Belgrad
The decisions on implementing the agreements, which were not signed,
IOA bazı kararların konusunda endişeli. Bazı kararların protokole ve açıkçası sağduyuya aykırı.
The IOA is concerned about some of the decisions you have made, decisions that have run counter to protocol and, quite frankly, common sense.
Gerçekten inanıyorum ki, Çok iyi kararların var.
because I really believe that you have good judgment.
Kurul içerisinde bulunan Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşaviri Cemil Güneş, alınan kararların hukuka uygunluğunu denetlemek ve ihlal olmadığına dair araştırması maksadıyla dahil edildi.
Cemil Güneş, Legal Counsel of the Ministry of Health, was included in the Board to inspect the decisions taken and to investigate that there were no violations of laws.
Yani aslında, kararların esas güç olduğunu kendimize hatırlatacağız.
So really, we're going to remind ourselves that decision is the ultimate power.
Tanıdığım bütün insanların verdiğim tüm kararların bu noktada bir araya gelmesi çok tuhaf.
It's funny to think about all the people I have known… and all the decisions I have made… coming together at this point.
SC Başbakanı Milorad Dodik BHnin üçlü cumhurbaşkanlığı veya bakanlar kurulunun almış olduğu kararların kendisini ilgilendirmediğini söyledi.
RS Prime Minister Milorad Dodik said he was not interested in the decision of BiH's three-member presidency or of the council of ministers.
Results: 155, Time: 0.0297

Top dictionary queries

Turkish - English