Examples of using Katlanmak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onlara katlanmak zorundayız.
Gerharda katlanmak zorunda olmak.
Bu herife katlanmak?
Buna katlanmak zorunda kalmana üzüldüm.
Buna katlanmak zorunda değilim. Kesinlikle hayır!
Bu göreve onurlu bir şekilde sonuna kadar benimle birlikte katlanmak zorundasın.
DeHavena daha fazla katlanmak zorunda kalmayacağız.
Buna katlanmak zorunda kaldığın için özür dilerim.
Buna katlanmak zorunda değilim. Kesinlikle hayır!
Neden ölümcül bir hastalığa katlanmak zorunda?
Bir süre bize katlanmak zorundasın.
Her gün Prenses Minhwanın öfke nöbetlerine katlanmak zorundayım.
Jamie buna katlanmak zorunda, üzgünüm.
Biliyoruz ki şimdi yine katlanmak zorundayız.
Şimdi izninle, buna katlanmak zorunda değilim.
En azından Alicele ben bir daha Cleveland kışına katlanmak zorunda kalmayacağız.
Buna katlanmak zorunda değilsiniz.
Hiç kimse böyle bir acıya katlanmak zorunda kalmamalı.
Bu saçmalığa katlanmak zorunda.
Ablası yarım akıllı olduğundan Nam Yimiz bunlara katlanmak zorunda kalmış.