Examples of using Neticede in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ne? Neticede, bu verimli bir geziydi.
Adamı ikna etmek biraz zaman aldı ama neticede parayı geri almayı başardım.
Neticede, bir bakıma bu gemideki tek arkadaşımızsın.
Geri koy. Neticede onu özlemeyecek.
Neticede ergen bir kızım!
Çünkü neticede… babam öldü.
Neticede, yedi genç kadının parçalanmış cesetleri sığ mezarlarda bulunmuş.
Neticede bilemiyorum: Onu seviyor muyum,
Neticede doğrusunu yapıyordun.
Neticede Jamie o değil.
Abin neticede öldü ama.
Neticede ebeveynlik açısından başarılı bir gündü.
Neticede cinayet.
Neticede, üçünüzü oraya göndermem için benden izin istiyorsun.
Neticede bir yol işte.
Neticede bu sunbae milyarlarca won kaybetti
Haklısın, neticede bu bi parti.
Neticede hayat bundan ibaret.
Neticede 21 yaşında.
Ama neticede bir işin var, değil mi?