Examples of using Paran yok in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir becerin yok, paran yok, deneyimin yok, bir tanıdığın yok. .
böyle yaşayacak paran yok.
Fıçılar için mi paran yok?
Paran yok, araban yok. .
Fakat gerçekten iyi bir avukat tutacak kadar paran yok.
çalışanın yok, paran yok.
Ama biliyorum ki bunun için çok paran yok.
Julie, iki kızın var ama kocan ve paran yok.
Sanırım çeyreklik de olsa paran yok. Evet.
İhtiyar… Biliyorum, paran yok.
Çünkü uçağa, otele, ekipmana verecek paran yok.
İhtiyar… Biliyorum, paran yok.
Jerseyye taşınmadığın sürece kendi evine çıkacak paran yok.
Pahalı bir kadının var ve paran yok.
Telefonun, kimliğin ya da paran yok.
Resmî bir eğitim almadın… paran yok, mobilyan yok, arkadaşın yok. .
Ve senin bunları alacak paran yok.
Paran yok ve şimdi de atımı çalmaya mı kalkıyorsun sen?
Seule gidecek paran yok ki.
Paran yok, istikbalin yok ve sağlığın kötü durumda.