SÖYLEMEM GEREK in English translation

i have to say
söyleyeceklerimi
söylemeliyim
söylemek zorundayım
söylemem gerek
söylemem lazım
demek zorundayım
söylemem gerektiğini
belirtmem gerekir
belirtmem gerek
söylemem gereken şey
gotta tell you
söylemem gerek
söylemem lazım
söylemek zorundayım
anlatmam gerekiyor
sana söylemem gereken
şunu söyleyeyim
sana söylemem gerekiyor
sana anlatmam gerek
gotta say
söylemem gerek
söylemem lazım
söylemek zorundayım
demem lazım
demen lazım
şunu söyleyeyim
i must say
söylemeliyim
söylemem gerek
söylemek zorundayım
söylemem gerekir
söylemem lazım
olduğunu söylemeliyim
demek zorundayım
belirtmem gerekir
demem gerektiğini
ettiğini söylemeliyim
i have to tell
söylemek zorundayım
söylemem gerek
söylemem lazım
anlatmak zorundayım
söylemem gerektiğini
anlatmam gerek
anlatmam lazım
bahsetmek zorundayım
bahsetmem lazım
bildirmem gerek
need to tell
söylemem gerek
söylemem lazım
anlatmana gerek
anlatmam lazım
söyleme ihtiyacı
söylemek istiyorum
bahsetmeye gerek
anlatma ihtiyacını
bahsetmem lazım
i got to tell
i need to say
söylemem gerek
söylemem lazım
söylemek istiyorum
söylemem gerektiğini
benim için yaptığın onca şeyden sonra bunu söylemem lazım
demem lazım
söylemem söylemem gereken bazı şeyler var
demem gerek
söylemem gereken
i must tell
söylemem gereken
söylemem gerek
söylemem lazım
söylemeliyim
anlatmak zorundayım
demem lazım
anlatmam gerek
i should tell

Examples of using Söylemem gerek in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bay Pye biralarindan birini kirdigini söylemem gerek. Sen hangisisin?
Which one are you? I need to tell Mr. P?
Bunların hepsinin tutumla ilgili olduğunu düşündüğümü söylemem gerek. Gidelim.
Let's go. I gotta say, I think it's all about the attitude.
Söylemem gerek, beni hayal kırıklığına uğrattınız.
I must tell you, I'm disappointed.
Bunu söylemem gerek yoksa içimde kalacak. Baban.
Your father… I need to say this or I won't get it out.
Söylemem gerek, tüm bu annelik işi gerçekten kolay olacak sanırım.
I got to say, I think this whole mom thing is gonna be really easy.
Söylemem gerek Sonus sadece zeki değil.
Sonus isn't just smart. I got to tell you.
Anna, sana bir şey söylemem gerek. Lex, Iütfen.
Lex, please. Anna, I need to tell ya something.
Birine söylemem gerek.
I must tell someone.
Söylemem gerek ki, Bay Churchillin çizme hizmetçisi bir zenci.
I should tell you that Mr. Churchill's boot man is negro.
Bir şey söylemem gerek. Bitti.
I'm out. Well, I need to say something.
Söylemem gerek, esmer hâlini beğendim.
I like you as a brunette. I got to say.
Paigee akşam gecikeceğimi söylemem gerek. Pardon.
Sorry. I got to tell Paige it's gonna be a late night.
Anna, sana bir şey söylemem gerek. Lex, Iütfen.
Anna, I need to tell ya something. Lex, please.
Kuşlarıma söylemem gerek.
I must tell the birds.
Ne söylemem gerek, bilmiyorum.
I'm not sure what I should say.
Onlara söylemem gerek.
I should tell them.
Bir şey söylemem gerek. Bekle. Amen.
Wait. I need to say something. Amen.
Söylemem gerek, esmer hâlini beğendim.
I got to say, I like you as a brunette.
Ne? Sana bir şey söylemem gerek dostum?
I got to tell you something, man. What?
Öyle değil. Sana bir şey söylemem gerek.
It's not that. I need to tell you something.
Results: 1637, Time: 0.0505

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English