SENIN YAŞLI ADAM in English translation

your old man
senin ihtiyar
senin yaşlı adam
ihtiyar baban
senin moruk
senin ihtiyarla
yaşlı adamını
senin eski adamın
i̇htiyar kocanın

Examples of using Senin yaşlı adam in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yaşlı adam, senin yaşlı adam, Kimin? Bu kartları niçin hazırlıyoruz?
The guy we're carding The old man, your old man, Who?
Iook bana cross-eyed Ben senin yaşlı adam ateş ve önünde ateş.
look at me cross-eyed I will shoot your old man and shoot you in front of him.
Yaşlı adam, senin yaşlı adam, Kimin? Bu kartları niçin hazırlıyoruz?
The guy we're carding these pins for. Who? The old man, your old man?.
Yani, senin yaşlı adam tamam, tamam da nasıl… hepsinin altında bir düş kırıklığı var.
I mean, your old man's okay and all that, but, uh… underneath it all you're frustrated.
Hepsinin altında bir düş kırıklığı var Yani, senin yaşlı adam tamam, tamam da nasıl.
Underneath it all you're frustrated. I mean, your old man's okay and all that, but.
Senin yaşlı adama seni kilise eğlencesine zamanında getireceğime söz verdim.
I promised your old man I would get you back to the carnival in time for church.
Senin yaşlı adamın teyzenle kaçmadığına minnettar olmalısın.
Be grateful your old man didn't run off with your aunt.
Senin yaşlı adamın rekoru.
N- Your old man's.
Senin yaşlı adamı memnun etmeye ne dersin?
How about humoring your old man?
Evet, ama ya senin yaşlı adamın diyabeti olursa?
Yes, but what if your old man gets diabetes?
Ayrıca zayıf jump-şutların da senin yaşlı adamı fena kızdırıyor.
That, plus a*** jumpshot who put your old man ashamed.
Burada senin yaşlı adamdan bahsediyorduk.
We were just talkin' about your old man.
Senin yaşlı adama üstün gelmek için mi?
To outdo your old man?
Wade? Burada senin yaşlı adamdan bahsediyorduk?
We were just talkin' about your old man. Wade?
Neden buraya gelip ve senin yaşlı adama sarılmıyorsun?
Why don't you come over here and give your old man a squeeze?
Wade? Burada senin yaşlı adamdan bahsediyorduk.
Wade? We were just talkin' about your old man.
Dostum, her şeye borçluyuz senin yaşlı adama. Şeytan, dolu.
Dude, we owe everything to your old man. Satan, hail.
Senin yaşlı adamın için olmasaydı… Tanrı nerede olduğumu biliyor.
If it wasn't for your old man, God knows where I end up.
Senin yaşlı adamın bir ecza firmasının patronu.
Your old man's the boss of a pharmaceutical company.
Senin yaşlı adamı mı? Havalıymış.
What does your old man do? That's cool.
Results: 49, Time: 0.033

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English