Examples of using Tanımaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tanımaya çalıştım ancak kadınlardan ve başarıdan hoşlanıyormuş.
İnsanlar beni tanımaya başlarsa ramen restoranlarına gidemem.
Babasını tanımaya uğraşıyor.
Buralarda tanımaya değer tek insanlar.
Çünkü sen tanımaya değer bir adamsın.
Tanımaya değer biri olduğuna seni temin ederim.
Mükemmel. Seni daha yakından tanımaya can atıyorum, aileni de.
Aslında, tanımaya değer biri değil.
Bu uyarıları tanımaya başlaman gerekecek.
Biliyorsun, Chatsworthdeki alışveriş merkezinde tanımaya… değer kimse seni görmeyecek.
Beni tanımaya cesaret etme çünkü ben şimdi yaşlı bir adamım!
Beni tanımaya cesaret etme çünkü ben şimdi yaşlı bir adamım!
Beni tanımaya bırakın, doğru dürüst görmediniz bile.
Moskova, Belgradın Kosovanın bağımsızlığını tanımaya karşı tutumunu sürekli olarak savunmuştu.
Birbirlerine daha iyi tanımaya başladıklarında, kız ağızlık takar.
Aileni tanımaya çalışıyormuşsun gibi görünüyorsun.
Seni yakından tanımaya gerçekten zamanım yok Elsebeth.
Birbirlerine daha iyi tanımaya başladıklarında, kız ağızlık takar.
Seni tanımaya çalışmak çok hoşuma gidiyordu. Söyle madem.
Seni tanımaya çalışmak çok hoşuma gidiyordu. Söyle madem.