Examples of using Terketmiş in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Arabayı terketmiş, ama neden burada?
Bakıyorum da oğlunu terketmiş birinden derin öğütler geliyor.
Ki terketmiş bulunduğum şeylerde erdemli işler yapayım.
Ki terketmiş bulunduğum şeylerde erdemli işler yapayım!
Ki terketmiş bulunduğum şeylerde erdemli işler yapayım.
Terketmiş gibiydi. Ruhum beni.
O terketmiş. Yok, hayır.
Argoyu terketmiş olabilirsin,… fakat kendinden asla kaçamayacaksın, Selena.
Argoyu terketmiş olabilirsin,… fakat kendinden asla kaçamayacaksın, Selena.
Vücudu terketmiş! -Ne?
Vücudu terketmiş! -Ne?
Kendimi seni terketmiş gibi hissediyorum.
Ruhu vücudunu terketmiş. Ne? Olamaz?
Onu terketmiş sayılmazsın. Niçin?
Önümüzdeki hafta içinde ülkeyi terketmiş olur.- Kuzeyde.
Bu Allahın terketmiş olduğu kasabada herkes bu oyun tarafından baştan mı çıkarılmış?
Kraliçe, Versayı terketmiş olsaydı ne durumda olurdum bilemiyorum.
Kasabayı terketmiş görünüyor.
Vücudu terketmiş!
Ki terketmiş bulunduğum şeylerde erdemli işler yapayım.