Examples of using Yalnızca in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yalnızca şu, Bay Sorrento bu ülkeye.
Yalnızca güçlerini test etmeye başladı.
Yalnızca bir hata yaptı.
Yalnızca sakin olmalıyız.
Bak, ben yalnızca annenin parasını aldım.
Bu yalnızca geçici bir düşüş.
Onu senede yalnızca bir kere gördüm,
Yalnızca evde olmayacağıma dair bir mesaj bırakmam gerek.
Yeni Delege Jacob Kruse Yalnızca Sen Biliyorsun.
Saygısızlık etmek istemem ama… onlar yalnızca çocuk.
Seni sevmek için yaşıyorum, yalnızca seni.
Yalnızca sen, ben ve bebeğimiz.
Yalnızca iki iş arkadaşının akşam yemeğine çıkmasıydı.
Yalnızca Stephenın söyledikleri.
Yalnızca senle ben.
Yalnızca'' Fenks.
Bu işi yalnızca ben yapabilirim.
Yalnızca Hazirana kadar.
Yalnızca bir düşünce.
Yalnızca birkaç kilometre ötede.