Examples of using Yas tutmaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Çünkü onun için yas tutmaya başladım.
Ama 94 yaşında öldüğünde, onun için yas tutmaya gelen insanlar yüzünden polis, mahallesinin sokaklarını kapatmak zorunda kaldı.
Binlerce insanlar kaybettiğimiz Başkanmız Kennedy için… yas tutmaya Parkland Memorial Hastanesiinde bir araya geldi.
O yas tutmaya hazır değilse, ben de ölmeye hazır değilim o zaman.
Hepimiz buraya yas tutmaya geldik ve yaraya tuz basmak uygun mu sence?
Bu konuda konuşmamamız söylendi, bu yüzden… Cinayeti, Aaron Hernandezin tutuklamasına sebep olan isim için yüzlerce kişi yas tutmaya geldi.
Aaron Hernandezin tutuklamasına sebep olan isim için yüzlerce kişi yas tutmaya geldi.
Her Şeye Egemen RAB O gün sizi ağlayıp yas tutmaya, Saçlarınızı kesip çul kuşanmaya çağırdı.
Her Şeye Egemen RAB O gün sizi ağlayıp yas tutmaya, Saçlarınızı kesip çul kuşanmaya çağırdı.
Ben sörf kulübünde evlenmek istemiştim ama Sugar Puff… Neyse, yas tutmaya değmez.
Ya her şeyi bırakıp kızım için yas tutmaya başlayacaktım ya da kızımı geri almak için önümdeki engelleri ezip geçmek için elimden geleni yapacaktım.
Bu yas tutmak değil.
Savaş sırasında yas tutmak zordur.
Yas tutmanın zayıflıkla bir ilgisi yoktur, Paul.
Yas tutmak istemiyorum.
Yas tutmanın zamanı vardır, ve yola devam etmeninde.
Yas tutmak zor, cenazelerin sonu gelmiyor.
Yas tutmanın vakti gelecek.
Yas tutmak için zamana ihtiyacım vardı, pardon!
Yas tutmak Juneu geri getirmeyecek.