YEMEYE BAŞLADI in English translation

• started eating
• began to eat
• proceeded to eat it

Examples of using Yemeye başladı in Turkish and their translations into English

Tom oturdu ve yemeye başladı.
Tom sat down and began eating.

Ve hepsi onu yemeye başladı.
And they all began biting at her.

Eksiklik'' matematiğin doğası hakkındaki kendi inançlarını yemeye başladı.
Incompleteness began to eat away at his own beliefs about the nature of mathematics.

En sonunda çürümüş cesedi yemeye başladı.
Finally, he began eating the boy's stinking corpse.

Tom öğle yemeği paketinden bir elma çıkardı ve onu yemeye başladı.
Tom took an apple out of his lunch pail and began eating it.

İnsanlar ölü hayvanları yemeye başladı.
People even started to eat dead animals.

Anna az önce yemeye başladı.
Anna just started to eat.

Küçük yaratıklar tahtayı yemeye başladı.
The little creatures started eating away at the wood.

Ve sonunda piyanoyu yok ettiler. Küçük yaratıklar tahtayı yemeye başladı.
The little creatures started eating away at the wood, and eventually they destroyed the piano.

Rüyamda… Ragnar Lothbrok ciğerimi bedenimden söktü… ve yemeye başladı.
And began to eat it. Ragnar Lothbrok tore the liver from my body.

Rüyamda… Ragnar Lothbrok ciğerimi bedenimden söktü… ve yemeye başladı.
Ragnar Lothbrok tore the liver from my body, and began to eat it.

Bezelye yemek istemezdi ama bezelyeleri böyle dizdiğimde yemeye başladı.
He refused to eat peas, but he started eating them when I put peas like this.

Sanırım karıncalar birbirini yemeye başladı.
I think the ants are starting to eat each other.

hepsinin önünde Tanrıya şükretti, ekmeği bölüp yemeye başladı.
he gave thanks to God in the presence of all, and he broke it, and began to eat.

Eteğinin cebinden bir parça pişmiş balık aldı ve onu yemeye başladı.
She took a morsel of cooked fish from the pocket of her skirt and proceeded to eat it.

Eteğinin cebinden bir parça pişmiş balık lokması çıkardı… ve yemeye başladı.
She took a morsel of cooked fish from the pocket of her skirt and proceeded to eat it.

bir meyvesini kopardı, ve onu yemeye başladı.
a swine plucked a fruit and began eating it.

ekmeği bölüp yemeye başladı.
when he had broken it, he began to eat.

Ama ikizlere hamile kaldığından beri, bir oturuşta beş tane yemeye başladı. Eskiden bir ısırık bile almazdı.
But once the twins set in, she started eating five at a time. She never used to eat a bite of it.

hala canlıydım ve onları yemeye başladı, Ve sonra canavar bağısaklarımı çekip çıkardı.
and then he started eating them even though they smelled like barf, but he didn't care.