Examples of using Zamanım in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Pekâlâ polisler gelmeden önce ne kadar zamanım var? Hatırlıyorsun.
Baksana, baloya gittiğimizde saat 9:00a kadar, zamanım yoktu.
Baksana, baloya gittiğimizde saat 9:00a kadar, zamanım yoktu.
Fakirlikle mücadele zamanım şu anda başlıyor.
Oynayacak zamanım var öldürmek isterim.
Nihayet benim de zamanım geldi.
Oh, Pekala… mücadele zamanım için bukadar çok fazla.
Lütfen. Hiç zamanım yok.
Yatma zamanım çoktan geçti
Lewickilerle zamanım bitti sonra da onlar beni evlat edindi.
Gitme zamanım geldi.
Düşme zamanım geldi.
Zamanım olur sanıyorum.
Zamanım bir evden başka bir eve sürüklenmekle geçti.
Emeklilik zamanım için sağlam bir yatırım arıyorum.
Zamanım olursa, seni görmeye geleceğim.
Biraz zamanım dar.
Zamanım yok.- Bir deneyin.
Aklımdaki şiirleri tamamlayacak zamanım olacak mı acaba?
Yemek için zamanım olacak mı?